Bilim insanları onun fikirlerini çürütmeye çalışsa da Einstein daima kazanmıştır. Ama bu durum, onun hiç hata yapmadığı anlamına gelmiyor elbette…
1. Kozmolojik Sabit
Einstein’ ı ele aldığımızda hayatında yaptığı en büyük hata kozmoloji sabitini tanımlamak olmuştur. Einstein 1917 yılında Genel Rölativite (görelilik) Teorisinin formülasyonunu tamamladıktan sonra, tüm evrenin uzay-zaman yapısını ele aldı. O zaman bir problemle karşılaştı.
Einstein evrenin üniform ve statik olduğunu varsaydı. Fakat genel göreliliğin denklemleri maddenin düzgün olarak dağıldığı bir evren için zamandan bağımsız bir çözüm içermez. Bu nedenle Einstein kozmolojik sabit diye adlandırdığı yeni bir terim ilave ederek denklemlerini modifiye etti. Daha sonra evrenin statik olmadığı ve genişlediği keşfedildi. Einstein orjinal teorisini gereksiz yere değiştirdiği için pişman olmuştu. Sonraki yıllarda, evrenin aslında genişliyor olduğunu öğrendiği zaman, “O zaman kozmolojik sabitten kurtulun,” diye bağırdı. Bu terim, onun en büyük hilesi olarak ün kazandı.
Buna karşın, Einstein’ın yanlışları dahi öğreticidir. Gökbilimciler, şaşkınlık içinde evrenin genişleme hızının arttığını -galaksilerin zaman geçtikçe daha hızlı genişlediğini- öğrendiklerinde, bu gizemli güçten sorumlu olan karanlık enerjiyi aramaya başladılar. Kozmolojik sabit, uzay-zamanın enerjiyle nasıl etkileşime geçtiğine ilişkin algımızı değiştiren bir uydurma faktör olarak, hâlâ önde gelen bir iddiadır.
2. Yerçekimsel Dalgalar
Bilim insanları, geçtiğimiz yıllarda, yerçekimi dalgalarını doğrudan tespit ettiklerini açıkladılar. Bu tespit, Einstein’ın yaklaşık 100 yıl evvel varlığını önceden tahmin ettiği eserine dair büyük bir onay anlamına geliyordu. Ancak, bir süreliğine Einstein’ın kendisi de bunun gerçekten var olduğundan şüphelenmişti.
1930’larda, genel göreliliğin yayınlanmasından 20 yıl sonra, her şeye rağmen bu dalgalanmaların var olmadığını anlatan bir makale yayınlamaya hazırlanmıştı. Neticede varlıklarına tekrar ikna oldu ve tabi ki artık onları gördüğümüz için, gerçek olduklarını biliyoruz
3. Kuantum Mekaniğini Red
Einstein’ ın yaptığı hatalardan bir diğeride, Niels Bohr’ la 1927 yılında Solvay kongresinde başlayıp 1930’ lara kadar süren kuantum mekaniği üzerine yaptığı tartışmadır.
Bohr sadece deneylerin mümkün sonuçlarının olasılıklarını hesaplayabileceğimizi ifade eden kuantum mekaniğinin “Kopenhag yorumu” nun formülasyonunu sundu. Einstein fizik kanunlarının olasılıklarla ilgilenmediğini ve Tanrı’ nın kozmoz üzerine zar atmayacağını söyleyerek Bohr’ un bu fikrine şiddetle karşı çıktı. Fakat tarih kararını Einstein’ dan yana vermedi; Kuantum mekaniği Einstein’ı bir tarafta yalnız bırakarak başarıdan başarıya koştu.
4. Küçük hatalar
Bir dahi en azından basit hesap hataları yapmaz, diye düşünmek istesek de bunun aksini gösteren kanıtlar mevcut. E = mc2 formülünün farklı ispatlarında yapılan hatalardan, yarım kalan deneylere ve hatta sadece temel matematik kurallarını dikkate almamaya dek, Einstein’ın kendi payına düşen hataları mevcuttu.
Nedir bu hatalar derseniz bilinen 23 hatasını içeren bu listeye buradan göz atabilirsiniz.
5. Birleşik Alan Teorisi Üzerine Girişimler
Einstein’ ın kuantum mekaniğini reddetmesi 1930’ dan 1955’ deki ölümüne kadar diğer fizik araştırmalarından da izole edilmesine sebep olmuştur.
Belki de Einstein’ ın en büyük hatası başarılarının mahkumu olmasıdır.
Einstein’ ın kütleçekimini uzay-zaman geometrisi ile açıkladığı başarısından sonra, geometrik prensiplere dayanan “Birleşik Alan Teorisi” içine kütleçekimini de dahil etmeye çalıştı.
Araştırmacılar yüzyıllar boyunca doğanın tüm temel kuvvetlerini ve bunların tek bir teori içerisinde nasıl etkileşime girdiğini tanımlamaya çalıştılar. Birleşik alan teorisi olarak isimlendirilen bu teori, üzerinde yıllarca çalışan Albert Einstein’ın çabalarını boşa çıkardı.
Fizikte bir alan, yerçekimi veya elektromanyetizma gibi bazı kuvvetlerin etkisi altındaki bir bölge olarak tanımlanır. Bir alan teorisi genel olarak neden fiziksel fenomenlerin oluştuğuna ve bu fenomenlerin doğayla nasıl etkileşime girdiğine atıfta bulunur.
Einstein, 1920’lerde birleşik bir alan teorisi geliştirmeye çalıştı fakat çalışmalarında ilerleme kaydedemedi çünkü o zamanlar bütün etkileşimler henüz bilinmiyordu. Elektromanyetizma ve gravitasyon iyi bilinirken, atom çalışmaları emekleme aşamasındaydı.
Einstein çalışmalarını uzay zamanı beş boyuta dönüştürmeye çalışan başka bilim adamlarının çalışmalarıyla temellendirdi. Einstein’ın uzay-zaman çalışması dört boyut ve Maxwell’in elektromanyetizma için denklemlerini temsil eden ekstra bir denklem setinden oluşuyordu. Bu konuda çalışan başka bilim insanları Hermann Weyl, Theodor Kaluza ve Oskar Klein idi.
Einstein’ın teoriyle ilgili ilk yazısı 1922’de yayınlandı. Daha sonra Einstein, uzayın ve zamanın eğriliğini ölçen metrik tensörü birleştiren bir teori ortaya koymaya çalıştı. Einstein, yaşamının son otuz yılında her iki yöntemde de çalışmalarına devam etti fakat bir başarıya ulaşamadı.
Einstein uzay-zaman boyutunu beşten altıya veya daha büyük sayılara genişletseydi, 1954 yılında oluşturulan alan teorisini ve onun genelleştirilmiş hali olan güçlü, zayıf ve elektromanyetik etkileşmelerin modern teorisini keşfedebilirdi.
6. Aile Önemlidir
Elbette, bu diğer meselelerin seviyesine ulaşmayabilir ama Einstein’ın, bu bilimsel devrimcinin ve tüm zamanların en zeki adamlarından birinin de ilk kuzeni Elsa Löwenthal’la evlendiğini hatırlayarak bitirelim. (Yalnızca anneleri kardeş değildi, babaları da birbiriyle kuzendi ve ikinci kuzenleri de evlilik yapacaklardı.)
Evlilikleri görece mutlu görünürken, 1936’daki ölümüne dek süren bu tür bir yakın akraba evliliğinin biyolojik etkileri, eh, çok da harika değildi.
Kaynaklar:
– blogs.discovermagazine, Prof. Dr. Steven Weinberg, “Einstein‘ın da hataları vardı”, Bilim ve Gelecek, Nisan 2006
– matematiksel.org (çeviri)
– haberazad.com / Tarkan Tufan (Çeviri)
– matematiksel.org (çeviri)
– haberazad.com / Tarkan Tufan (Çeviri)
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap