Talepkar Olun: Daha Çok Verin, Daha Çok İsteyin

İyiMezun.com

İyiMezun.com

CV göndermeden ve iş başvurusu yapmadan iş görüşmesi yakalama fırsatı İyiMezun'da!

Bazı ilişkilerin nasıl yaşanacağını sosyal kurallar ve kabuller belirler. Bazı ilişkiler ise pazar koşulları tarafından belirlenir ve yaşanır.
Örneğin, ailenizdeki bireyler arasındaki yardımlaşma alışverişlerinde “aile ilişkileri” sosyal normları belirleyicidir. Kültürden kültüre, aileden aileye değişebilir, ancak genellikle kendi için belirli tutarlılık taşır. Arkadaşlık ilişkileri için de benzerlik çizmek mümkün. Bir arkadaş taşınırken sizden yardım isteyebilir. Siz de ondan günü gelir arabasını ödünç alırsınız. Bu ilişkileri içerisinde para konuşulmaz. Konuşularsa da ya ilişki gerilir ya da durum en iyi halde tatsız karşılanır. Bu ilişkileri sosyal kurallar yürütür.
Öte yandan bazı ilişkiler pazarın (yani para alış-verişinin) dinamikleri tarafından şekillenir. Araç kiralarsınız, günlük ücreti bellidir. Yemek yersiniz, menüde fiyatı net olarak yazar. Taşınma şirketi kullanırsınız, fiyatta pazarlık yapar ve anlaşırsınız. Pazarın şekillendirdiği ilişkilerde alınan ve verilen bellidir.

Sorun nerede?

Sorun, bu iki farklı dünya birbiri ile çarpışmaya başladığında çıkıyor. Ev taşımanıza yardımcı olan arkadaşınız giderken cebine para sıkıştırmaya çalıştığınızı düşünün. Pek hoş bir durum değil. Tersinde de sıkıntı var, yani ticari bir ilişki sosyal normlarla yapılmaya başladığında hatlar yine karışır, kısa devre gerçekleşir.

İş Hayatı

Bu iki dünyanın birbiri ile çarpıştığı en net alan belki de kurumsal çalışanın iş hayatı. İş hayatı, belki de olabilecek en net haliyle pazar koşulları tarafından düzenlenen (ya da düzenlenmesi beklenen) bir alan. Çünkü aldığınız belli, vermeniz gereken belli. Nihayetinde iş sözleşmesi, “şu kadar paraya, şu işi yaparım” demek değil mi? Bu gerçeğin çok net ortada olmasına rağmen biri çıkıp dese ki, “Kurumsal iş hayatındaki ilişkiler pazar dinamikleri tarafından değil, sosyal kurallar ve ilişkiler tarafından yönetilir!” o da sonuna kadar haklı.
Yani kurumsal çalışanın iş hayatı bir tarafta pazar koşulları tarafından, bir tarafta da sosyal ilişki kuralları tarafından düzenlenir. İşte size yaşadığımız tüm sorunların en yalın sebebi.

“İş hayatındaki yaşanan tüm sorunların temelinde sosyal ve ticari ilişki kurallarının birbirine girmesi yatar.”

Takım arkadaşımızın bir yardıma ihtiyacı olur, yardım ederiz. Yönetici bir iş ister, elimizden geldiğince yaparız. Tüm bunları yaparken gündelik hakim düşünce, “bunu yapayım, ay sonunda maaş alayım” düşüncesi kadar basit değildir. Arkadaşa ayıp etmeme, yöneticiye mahcup olmama, sosyal statü, kabul görme ve takdir görmeye ilişkin psikolojik ihtiyaçlar, davranışların asıl şekillendiricileridir.
İş hayatında tüm davranışlarını sadece pazarın düzenlediği şekilde yaşayan iş arkadaşları, genelde ekiplerin en sevilmeyeni, en yardımsever olmayanı olarak algılanırlar. Diğer uçta ise, tamamen sosyal kabuller ve ilişkilerin kuralları üzerinden düşünen ve maaş-satılan zaman dinamiğini dikkate almayan kişiler, saf, naif veya fazlaca fedakar olarak algılanırlar. İşleri yine zordur.
Yani, yaptığımız tüm işler sosyal işbirliği etrafına örülü.

Çözüm nerede?

En iyi çözüm, bu iki çelişkiyi, duygusal zekayı doğru kullanarak iyi durumsal kararlar alabilmekten geçer. Yani bazı durumlarda sosyal ilişkilerin zarar görmesini engelleyecek hamleler yapmak, bazı durumlarda ise bunun bir pazar dinamiği olduğunu hatırlamak gerekir. İşte bu noktada, en çok atladığımız ve dikkat etmemiz gereken nokta ortaya çıkıyor: Doğru zamanda ve doğru ölçüde talepkar olmak.

Talepkar Olun

Sosyal kurallarla yürüyen ilişkiler, doğaları itibariyle tarafların içtenlikle karşı tarafa bir fayda önermelerine dayanır. Taraflar bir ihtiyaçları olduğunda “talep etmezler”. Ya kendileri bir şey “sunarlar” ya da sorar ve ricada bulunurlar.
Kurumsal iş hayatı içerisinde, hakkettiğinizi alabilmenin önündeki en büyük engel, sosyal normlara duyulan yüksek sadakat sebebiyle bir şeyi “talep ederken” mahcubiyet yaşamak ve hatta talep etmekten tamamen kaçınmaktır.
Oysaki bu ilişki, gündelik hayatta öyle hissetmesek de, sosyal koşullar kadar pazar koşulları (alış-veriş koşulları) tarafından da yönetilen bir ilişki olduğu için, kişilerin talep etme hakları vardır.
Yani özetle, verecekleriniz konusunda cömert olun, bol bol verin. Arkadaşlara yardımcı olun, gönüllü projelere katılın, elinizden geleni yapın ve ekibinize, yöneticinize, üst yönetime, şirketinize faydalı olabileceğiniz en üst düzeyde faydalı olun.
Ancak(!) zamanı ve yeri geldiğinde de talepkar olun. Daha çoğunu talep etmekten çekinmeyin.

İyiMezun, CV hazırlamadan ve iş başvurusu yapmadan en iyi şirketlerde iş bulmanı sağlar: İyiMezun.com 

Kategoriler: Kariyer, Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version