Stres Altındayken Nasıl Daha Verimli Çalışırsın?

Çağatay Gültekin

Çağatay Gültekin

CEOtudent - reklamcı kafası

Stres… Günlük hayatımızın artık vazgeçilmez bir parçası. Vücudumuzda stres hissetmediğimiz anlar neredeyse yok gibi. Sürekli bir şeylerin stresini yaşıyoruz. Bunun sebebi kimi zaman kişisel yaşamımız oluyor kimi zaman iş hayatımız oluyor. Şimdi de, iş hayatındaki stresle başa çıkman için, daha doğrusu stres altındayken nasıl daha verimli çalışılabilir sorusuna cevap niteliğinde bir içerik hazırladık.

İş hayatında yavaş yavaş yukarı tırmanıyorsun. Çalışmaya başladığın ilk günkü sorumlulukların kat kat artarak omuzlarına yükleniyor. Bunu günlük yaşantında da hissetmeye başlıyorsun. Önceden, sabah uyandığında, dün izlediğin filmi düşünürken, artık bugünkü toplantının nasıl gideceğini düşünmeye başlıyor olabilirsin. Saatler içerisinde bu düşünce merağa, heyecana ve hatta strese dönüşebilir. Hayatın eskisi gibi basit olmayabilir. Düşünmen, baş etmen gereken şeylerin sayısı artmış olabilir. Bunun ne kadar doğal olduğundan bahsetmemize gerek yok. Çünkü, kariyer yolunda ilerlediğin zaman (ister bir şirkette, ister bir vakıfta, ister bir girişimde), yükün sürekli artacak ve bu yükü nasıl taşıyacağın sana bağlı. Bu yükü arttırarak daha zor bir şekilde mi taşımak istersin, yoksa yükünle bir bütün olup daha kolay yol almak mı istersin? Her şeyin sende başlayıp sende bittiğini hatırlatmamızı ister misin?

İp uçlarına geçmeye ne dersin?


1) Neleri kontrol edebileceğini tanımla.

Emekli bir nükleer denizaltı komutanı olan Matthew Digeronimo (ne kadar stresli bir işti kim bilir) diyor ki:

“Endişenin ortaya çıkmasının sebeplerinden birisi, kontrolü kaybettiğini hissettiğin acil durumlardır. “

Öyle çok havalı bir söz değil, evet ama önemli bir durumu vurguluyor: kontrolü kaybetmek. Bu duruma düşmeden önce, neleri kontrol edip neleri edemeyeceğini bilmen lazım. Digeronimo, hangi durumlara uyum sağlayabileceğini, hangi durumları ise değiştirebileceğini öğrenmeni tavsiye ediyor.


2) Neleri yapman gerektiğini tanımla.

Hepimizin yapması gereken şeyler var. Sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Yapman gereken görevleri önem, ihtiyaç ve aciliyete göre sıralaman lazım. Bu hem performansını arttıracak hem de bir işi tamamlayıp diğerine geçtiğin için kafan biraz daha rahat olacak. İşlerini sıraya koyarken, kendine şu üç temel soruyu sormalısın:

1) Neyden kesinti yapabilirim?

2) Nasıl zaman kazanabilirim?

3) Bu işi en sorunsuz şekilde nasıl halledebilirim?


3) “Yeterli” kelimesini kabul et (şimdilik).

Bazen, “Bu kadarı yeterli” diyebilmelisin. Mükemmeliyetçiliğini bir kenara koyup, elinden geleni yaptığına inandığında, o işe tamamlanmış olarak bakabilirsin. Hatta bir adım öteye götürerek, “bakabilirsin” yerine “bakmalısın” diyoruz. Çünkü, bir sonraki iş için kendine enerji ve biraz da olsun dinlenebilmek için zaman ayırmalısın. Hayır, bu bencillik değil. Daha iyi çalışabilmek için verdiğin bir taviz sadece.


4) Biraz yavaşla.

Aşırı stres, karar verme aşamasında bünyeni etkiliyor. Pittsburgh Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, kaygı, beyinde prefrontal korteks denen problem çözme, duyguları kontrol etme gibi duyu ve motor sistemleri için önemli bir bölgeyi etkiliyor. Bu yüzden biraz yavaşlayıp olaylara dışarıdan bakarak karar vermeni öneririz. Durumu, sonuçlarıyla birlikte iyice göz önüne al, karar vermek zorunda olduğun süreci biraz uzatabiliyorsan uzat ve gerçekten ne istediğini düşün.


5) Bazen ara vermek iyidir.

İşin, bazen seni tanımlayan bir kimlik haline gelebilir. Kendini onunla tanımlayabilirsin. Onu çok sevebilirsin. Ama bazı durumlarda ondan uzaklaşmak sana iyi gelebilir. Stres altında ezilirken bir tatil sana çok iyi gelebilir. Bu tatil sayesinde verimliliğin artacak ve bu seni yukarıya çıkaracak. Yani bazen uzaklaşmak, hem senin hem işin için faydalı bir şey.


Stresinin sebebi, yalnızca iş olmayabilir. Günlük hayatında da stresi elinden geldiğince azaltırsan iş hayatında da daha mutlu olabilirsin. Stressiz, mutlu günler dileriz!

 

facebook-paylas2 new-twitter-paylas2

Kategoriler: Motivasyon, Psikoloji, Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version