Roma’ya En Parlak Dönemini Yaşatan Marcus Aurelius’tan Alıntılar

Öncelikle Aurelius’ un “Kendime Düşünceler” kitabını kesinlikle tavsiye ediyorum. Başucu niteliğin de bir eser olmakla beraber, Roma’nın en görkemli yıllarında hükümdarlık yapmış döneminde yeryüzünün en güçlü insanı olmasına rağmen ayrıca filozof yönünün de ne kadar güçlü olduğunu gösteren bir eserdir. 
Gelelim bize ilham olacak, hayata bakışımızı değiştirecek, bizi fazlasıyla etkileyecek olan Aurelius’ tan alıntılara.

1) Kanunlar örümcek ağına benzer; küçük sinekler yakalanır, büyük sinekler ağı delip geçerler.
2) Kaderinde ve hayatında var olan şeyleri sevmelisin. sana daha uygun bir şey yok.
3) Yaşamını iyi geçir. eğer tanrılar varsa ve adillerse; o zaman ne kadar dindar olduğunuza aldırmayacaklar, sizi iyi ahlaklı olduğunuz için kabul edeceklerdir. Eğer tanrılar varsa ve adil değillerse, o zaman onlara tapmanın bir anlamı olmayacaktır. eğer tanrılar yoksa; ölmüş olacaksınız ama, sevdikleriniz tarafından hatırlanacak asil bir hayat yaşamış olacaksınız.
4) Düşünceleriniz ne ise, hayatınız da odur. hayatınızı değiştirmek istiyorsanız, düşüncelerinizi değiştiriniz.
5) Bana dürüst davranmak istediğini söyleyen kişi ne kadar da ikiyüzlü!

ne yaptığını sanıyorsun, böyle demene gerek var mı? gerçek kendiliğinden ortaya çıkacak. gerçek, senin yüzünde yazmalı, sesinden anlaşılmalı, gözlerinde parlamalı. Bu aynı sevilen bir insanın seven kişinin yüzünden her şeyi anlamasına benzer. Basit ve dürüst insan böyle davranmalıdır. onun yanına yaklaştığında hemen niyetini anlamalısın. ancak basit görünmek bir kılıç gibidir. Kurdun kuzuya dost görünmesinden daha tehlikeli bir şey yoktur. bundan kaçmaya çalış. İyi bir insanın özellikleri gözlerinden anlaşılır, sen de bunu kolayca anlayabilirsin.
6) Sağduyunu yeniden bul, kendine gel. Uyku durumundan çıkar çıkmaz, seni üzen şeylerin düş olduğu bilincine var; bir kez uyanınca da önce gördüğün gibi gör her şeyi.
7) Yakında yaşamının bitirmiş olacaksın. Ama daha ne yalınsın, ne dingin, ne dış olayların sana zarar verebilecekleri sanrısından kurtulmuş, ne herkese karşı iyi dilekli, ne de yetişkinliğin adil yaşama için gereğini bilmektesin.
8) Her şey geçicidir. gerek anımsama duygusu, gerekse anımsanan konu. Var olan her şeyin bir dönüşümden ileri geldiğini, durmadan göz önünde bulundur. Evrensel doğanın, var olanı benzer yeni varlıklara biçim vermek üzere dönüştürmesini düşünmeye çalış. her varlık, kendinden çıkacak olan varlığın bir çeşit tohumudur. Ema sen salt tohum sözcüğünden yalnız toprağa yada bir döl yatağına atılanları anlamaktasın; buysa büyük bilgisizliktir.
9) Gerçekte neye karşı acı duymaktasın? İnsanların kötülüğüne karşı mı? Şimdiye kadar birbirine zarar verenlerin, kin besleyenlerin, birbirlerini mızrakla delik deşik edenlerin tümünün yitip gittiği, yanıp külleştiği düşüncesine dayan! Sakinleş artık…
10) Her eylemde şu soruları yönelt kendine: Bana hangi yönden uygun düşmektedir bu şey? Bundan dolayı pişmanlık duyacak mıyım? Kısa bir süre sonra varlığım yitirmiş olacağım ve her şey yok oluverecek benim için. Eğer şimdi yerine getirdiğim eylem ussal ve doğayla uyumlu bir insanın eylemiyse, daha fazla ne arayabilirim ki?
11) Bir bilgisizin bilgisizce davranması bir mutsuzluk ya da beklenmedik bir şey midir? Bu kimsenin bir kusur işleyeceğini önceden sezinlememiş olmaktan ötürü öncelikle kendini suçlaman gerekip gerekmeyeceğini incele bir kez.
Benim favorim:
Dünyadaki hiçbir çıkar verdiğiniz sözü tutmamaya veya kendinize olan saygınızı kaybetmeye değmez.
Kategoriler: Alıntılar

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version