Nörobilimcilere Göre Mutlu Olmanın 4 Yolu

Kardelen Sepetçi

Kardelen Sepetçi

İAL13'/ YTÜ / #biryenipalmiye

Mutlu olmak… Belki de yarına daha umutlu bakabilmenin, iyi yaşamanın amaçlarından biri. Mutlu olmak için çok fazla şey yapıyoruz. Ama aslında hayata geçirebileceğimiz çok küçük detaylarla da mutlu olabilmek mümkün. Nörobilimciler de, beynimizin ve hormonlarımızın davranışlarıyla mutlu olmanın 4 yolundan, o 4 detayından bahsediyor.

1) Negatif duyguları etiketleyin.

Negatif duygularınıza isim verin ki, beyniniz sizi daha fazla rahatsız etmesin.Üzgün, kaygılı, kızgın. İşte bu kadar basit. ‘’Şuan içinde bulunduğum durum nedir? Bu normal bir durum ve sonsuza dek sürmeyecek.’’diyebilirsiniz. Duygularını bastıran insanlar çoğunlukla daha büyük sorunlarla karşılaşıyor. Dışarıdan bakıldığında iyi gözükseler de, limbik sistemleri tetiklenmeye devam eder. Hatta bazı durumlarda, normalden daha fazla uyarılabilir. Kadim yöntemlerden biri belki bu durumu değiştirebilir. Meditasyon yüzyıllar boyunca kullanılan bir yöntem oldu. Ayrıca, tanımlamak ve etiketlemek beyni o kadar güçlü etkiliyor ki, başka insanlar için de çalışıyor. Duyguları tanımlamak, FBI rehine müzkarelerinde de kullanılan bir yöntem.

2) Nelere şükran duyabileceğinizi düşünün.

Şükran inanılmaz bir şeydir. Gerçekten de beyninizi biyolojik seviyede dönüştürür.Çoğu antidepresanın beyninizde ne yaptığınızı biliyor musunuz? Dopamin seviyenizi arttırıyorlar ve şükran da aynı şeyi yapıyor diyebiliriz.. Şükran duyduğunuz şeyler hakkında düşünmek, sizi hayatınızın pozitif tarafına doğru odaklanmaya sürüklüyor.Bazen hayatınızda gerçekten çok fena bir çamura saplanmış hissedebilir ve kesinlikle şükran duyacak bir şey bulamıyor olabilirsiniz. Önemli değil, çünkü şükran duyduğunuz şeyi bulmak aslında o kadar da önemli değil. Şükran duyacağınız şeyleri düşünmek ya da hatırlamak bile duygusal zekayı güçlendiriyor.

3) Karar verin. Dünyanın en doğru kararını değil, yeterince iyi kararlar da uygun.

Çalışmalar gösteriyor ki, karar vermek problemleri çözmese bile endişe ve kaygıyı azaltıyor. Ama karar vermek elbette ki kolay olmayabilir. Bu nedenle ‘’yeterince iyi” karar vermeniz yeterli. %100 en iyi kararı vermek için ter dökmenize gerek yok. Tüm kusursuzluk peşinde olanlar bu durumda strese girebilir. Ama beyin dersini bu konuda da çalışıyor. Kusursuz olmaya çalışmak beyninizi duygulara boğabilir ve sizi kontrolden çıkarabilir.Bu yüzden en iyi kararı vermeye çalışmak yerine, “yeterince iyi” bir karar verip beyninizin kontrolünü kaybetmemek daha doğru bir yol gibi. Çünkü kontrollü hissetmek stresi azaltır ve karar vermek zevki arttırır,çünkü ödül mekanizmanızı uyararak dopamin salgılamanıza neden olur.

4) İnsanlarla fiziksel temasta bulunun.

Dokunmanın gücü hemen herkesçe bilinir. Fiziksel temasın mutluluğu artırmak için şaşırtıcı derecede etkili bir yol olduğu yüzlerce araştırma tarafından ispatlanmıştır.  Dokunmak, doğumdan itibaren öğrendiğiniz ilk duyudur. Dokunmak, sevgi, sevinç, şükran ve empati gibi çok güçlü olumlu duygular iletebilir. Bir annenin dokunuşu bebeğin ağrılarını dindirebilir. Dokunmak insanların refahı için hayati önem taşır. Başka bir insana dokunduğunuzda neler olur? Aynı zamanda oksitosin denilen hormon, serbest bırakılır. Ve bir dizi pozitif duyguyu harekete geçirir; bağ kurma, güven duygusu, sakinlik… Ayrıca stres seviyeleri düşer ve bağışıklık sistemi güçlenir.

facebook-paylas2  new-twitter-paylas2

Kategoriler: Psikoloji, Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/