Küçük Esnafın Ayakta Kalabilme Sırları

 

Reklam yapmak, bir işletmenin kamu gözündeki itibarıdır. İyi ya da kötü, bir noktada reklamları ile anılırlar. Genel olarak video üzerinden yapılan reklamlar bilindiği gibi daha fazla akılda kalıyor ve etkili oluyorlar. Televizyonda, internette, sosyal medyada video formatında gördüğümüz milyonlarca reklam var. Bunlar, çoğunlukla büyük işletmelerin reklamları veya kamu spotları. Bu şekilde reklam yapmak hatta yapılsa bile doğru kitleye ulaşmak günümüzde artık zorlaşmış bir hedef. Hem maliyet bakımından hem de ilgili kişileri doğru analizle hedeflemek bakımından yüklü miktarda bütçe ve zaman sarfiyatı gerektiriyor.

Peki, yüklü miktarda bütçesi ve zamanı olmayan küçük esnafın reklamları nasıl çalışıyor? Reklam stratejileri nedir? Büyük mağaza zincirleri ile nasıl savaşıyorlar? Hala ayakta kalabilen küçük esnaflar bu işi nasıl yapıyorlar? Biraz karşılaştırma ve değerlendirme yapalım.

Afiş bastırıp yakın çevreye dağıtmak

Evimizin yakın çevresinde açılan, kapanan birçok küçük işletme oluyor. Her yeni açılışın arkasından, ilk etapta kendilerini duyurmak için yapılan hareket, ne içerdiğini ve neler yaptığını anlatan bir broşür bastırıp kapı önlerine bırakmak. Her ne kadar çoğunluğu şöyle bir okunup kağıt çöplüğünü boylasa da, bazıları da bir gün lazım olur diye çekmeceye yerleşiyor ve mutlaka bir gün lazım oluyor.

Hizmetin etkisini artırmak

Özellikle bakkal ya da terzi gibi daha küçük esnafın izlediği bir yoldur. Bakkallar bulunduğu noktadan birkaç sokak çevresine kadar günün her saati sınırsız tutarda ürünü bir telefonla size ulaştırırlar. Bazen bir sakız, bazen de taşıyamayacağınız büyüklükte su şişeleri, yağ tenekeleri böyle bir hizmet veren bakkalın çırağı ile anında kapımıza geliyor. Ya da tam kek yapıyorken, öldürücü darbe için son dokunuşlar kalmışken, kabartma tozunun olmadığını fark ettiğimizde Migros’u arayacak halimiz yok. Terzilerin de sökük, yırtık gibi aciliyeti olan giysileri bir telefonla evden alıp, dikip geri getirdiğini görmüşlüğümüz vardır. Muhtemelen “söküğünü dikemeyen kişi onu buraya getiremez” diyordur. Şaka tabii ki, tek amaç verdiği hizmete süre ve mekan sınırlaması koymayarak müşteriyi kendisine çekmek!

Müşteri ile birebir bağ kurmak

Tezgahın arkasında duran esnaf, seni gördüğünde yüzü gülümseyince, hal hatır sorunca, hatta bazıları var ki “Annen nasıl oldu? Daha iyidir” deyince, bir daha gider misin o diğer hipermarkete? Sabah taze yumurta geleceğini öğrendiğinde “Ahmet Abi benim bebeğe 6 tane ayırır mısın? Kalmaz şimdi akşam ben işten çıkana kadar.” diyebilmek ve o yumurtaların akşam seni bekleyeceğinden emin bir şekilde stressiz yaşamak… Bu mutlaka paha biçilemez bir güven… Hatta küçük esnaf için en kıymetli şey de tam olarak bu. Güven!

Çalışma saatlerini uzatmak

Büyük marketler, mağazalar, alışveriş merkezleri en geç saat 22:00’de kapanıyorlar. O saatten sonra açık bulabileceğimiz yerler küçük işletmeler ve mahalle bakkalları elbette. Çoğunlukla gece yarısından daha geç vakitte kapatıyorlar ve acil durumlarda yine yanımızda olmaya çalışıyorlar.

Organik üretici ile tüketici arasında referanslı bağlantı oluşturmak

En tazesini en organiğini aramak, bulana kadar kan ter içinde kalmak artık adetten sayılıyor. Bulabilenler şanslı. Herkes ulaşamıyor tabii ki güvenilir olanlarına. Bu noktada yine bakkal amcalar, semt pazarları imdadımıza yetişiyor. Hatta güvenilirlik konusuna tekrar parmak basmalıyız ki, kendi köyünden ya da akrabasının bahçesinden getirdiği tereyağını, balı, reçeli tanıdık bildik olduğu için gönül rahatlığı ile satın alıyoruz. Yine müşteri ile yakın ilişki kurmak ve güven sağlamak baş rolde.

Büyük işletmelerin marka güveni sağlaması daha çok teknik olarak gerçekleşiyor ve en ufak bir hatada ya da sıkıntıda tüketici açısından çok kolay sarsılıyor. Bunun sebebi ise markaların her ne kadar köklü olsa da tüketici ile aralarında sıcak bir bağ kurma imkanının kısıtlı olması. Küçük esnaf ise bu boşluğu doldurarak piyasadan silinmekten kendini kurtarabiliyor. Eğer küçük bir işletmeniz varsa ayakta kalabilmek için en önemli şeyin, “güven” ve “müşteri ilişkisini sıcak tutmak” olduğunu yazımızın bir özeti olarak buraya perçinlemek istiyoruz.
Daha fazla içeriğe ulaşmak için Blogager adlı blog sitemizi ziyaret edebilirsiniz…
Kategoriler: Girişimcilik, İlham, Pazarlama

Yorumlar (0) Yorum Yap

/