İlber Ortaylı’nın Gençlere Tavsiye Ettiği 19 Muhteşem Kitap

Philippe Dumas

Philippe Dumas

Yeni nesil iş insanı

İlber Ortaylı’nın köşe yazılarında tavsiye ettiği kitapların muhteşem bir derlemesi! Keyifli okumalar…

1) Atlas Tartarica

O bölgede yaşayan, bugünkü Kazan Tatar halkının öncüsü olan yerleşimler ta Volga Macarlarına, Bulgarlarına varana kadar taş devri buluntularından itibaren ele alınıp anlatılıyordu. Atlas Tartarica, Rus Şarkiyat ilminin ve hassaten bu dalda Kazanlı Tatar bilginlerinin önemli çalışmalarını içeren bir el kitabıydı. Bugün Rusçası neredeyse sahaflar ve kitap pazarlarında bile zor bulunuyor. Kazan Başkonsolosumuz Turhan Dilmaç, Bilimler Akademisi’nde profesör Rafail Hakimov’a bunun Türkçeye tercüme edilip basılmasını teklif etti. Bu önemli baskıyı özel sektörde Tataristan yatırım grubunu oluşturan, özellikle Kastamonu Entegre Grubu üstlendi ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği işbirliğiyle Türkçe Atlas ortaya çıktı. Tercümeyi yapan, bu konularda çalışan Mimar Sinan Üniversitesi’nden Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu’dur. (- İlber Ortaylı)

2) Osmanlı Bilim Mirası – Ekmeleddin İhsanoğlu

OSMANLI Bilim Mirası’ gibi bir kitabın doğrusu epeydir basılmasını bekliyordum. Çünkü Osmanlı bilim dünyasına girmek ve bu ülkenin 15’inci asırdan beri yolunu aydınlatan matematikçileri, astronomları, kimyagerleri, eczacıları, coğrafyacıları hem de Hüseyin Saadetin Arel gibi musiki nazariyecilerini ve üstatların toplandığı kaynakların yer aldığı kütüphaneleri bildiren, yazmaların durumunu tasvir eden bir toplu değerlendirme ve her zaman müracaat edebileceğimiz bir el kitabı yoktu. Yapı Kredi Yayınları arasında çıkan bu iki cildi, Osmanlı tarihi araştırmalarının vazgeçilmez kaynağı olacak. (- İlber Ortaylı)



3) Devlet-i Aliyye IV – Halil İnalcık

Makalelerini derleyen dört kitaplık serinin adı ‘Devlet-i Aliyye’. Serinin dördüncü kitabındaki makalelerin her biri onun klasikleşen ve en çok müracaat edilen araştırmaları. Mesela 19’uncu yüzyılda en çok münakaşa edilen ‘ayanlar’, yerel düzlemde ortaya çıkan beyler üzerine incelemeler kitapta geniş yer tutuyor. Yine kitapta İnalcık’ın kapitülasyonlar üzerine son derece değerli makalesi dikkat çekiyor.
(-İlber Ortaylı)

4) Osmanlı’da Devlet, Hukuk ve Adalet

Halil İnalcık’ın bu eseri, bugünlerde en çok bilmemiz gereken, çok tartışılan yargı ve adli teşkilat geleneğimiz üzerine. Osmanlı İmparatorluğu, altı asır boyunca egemenliğini devlet, hukuk ve adalet anlayışıyla sağlamış; iktidarınıysa kendine özgü yargı teşkilatıyla ayakta tutmuştur. Kronik Kitap’tan çıkan eser, Halil İnalcık’ın Osmanlı’daki devlet anlayışı, kanun rejimi ve adalet yöntemleri üzerine araştırmalarını bir araya getiriyor. (-İlber Ortaylı)

5) Yavuz Sultan Selim – Feridun Emecen

İlginç kişiliği ve kısa vadede kazandığı olağanüstü başarılarıyla I. Selim’in Osmanlı tarihinin en sıra dışı karakterlerinden biri olduğu kesindir. Hakkında hem popüler tarihçilik alanında hem de akademik sahada hatırı sayılır bir yazınsal birikim oluşmuş, hatta dönemindeki kimi olaylara odaklanan özel çalışmalar yapılmıştır. Ancak bu birikim Yavuz Sultan Selim hakkındaki sis perdesini kaldırmak şöyle dursun, onu daha da gizemli kılmıştır.
Hakkında anlatılan hikâyelerle gerçekler iç içe geçmiş, hangisinin gerçek Yavuz Sultan Selim olduğu ayırt edilemez hâle gelmiştir.  Bunca bilgi kirliliği içinde, Yavuz Sultan Selim’i tanımaya nereden başlamalıyız? Feridun M. Emecen’in özenli çalışması, tam olarak bu sorunun cevabını veriyor.  (idefix)



6) İslam Uygarlıkları Tarihi – Corci Zeydan

Şüphe yok ki, 19’uncu yüzyılda gerçek anlamdaki Arap uyanışı Hıristiyan Araplarla başladı. Corci Zeydan, Filistin Hıristiyanlarından…
Ömrünün önemli kısmı Mısır’da geçti. Parlak İslam medeniyetinin Arapçıl yorumu büyük ölçüde Corci Zeydan ve Butrus el-Büstani gibilerine aittir. Bunlar mühim çalışmalardır. Corci Zeydan, 19’uncu yüzyıl Arap düşünürleri içinde mutedil sayılabilecek biridir. Kaleme aldığı İslam uygarlığı tarihi rahat okunan, romantik sayfalar kadar yeni katkı ve yorumları da olan bir eserdir. Yaz tatili için biraz daha ciddi okuma yapmak isteyenlere tavsiye edilir. (-İlber Ortaylı)

7) Yeniçeriler – Godfrey Goodwin

Yeniçerilerin zafer ve yenilgilerinin öyküsü…
Avrupa, XV. yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun gücü karşısında deyim yerindeyse tir tir titredi. Yeniçeriler, kendilerine özgü kıyafetleri, yüreklere korku salan sesleri ve mehter müziğiyle karşı konulmaz Osmanlı ordusunun simgesiydiler. İmparatorluğun Avrupa’da Tuna Nehri’ne dayandığı, Suriye, Irak ve Mısır’ın fethedildiği dönemlerde ocaklarına ve geleneklerine büyük bir sadakatle bağlıydılar.
Ancak siyasi güçleri zaman içinde o kadar arttı ki sadrazamların, ulemanın, hatta padişahların korkulu rüyası oldular. (Doğan Kitap)

8) Tarih Notları – Bernard Lewis

Bernard Lewis son oryantalisttir. Batı’da, Doğu’ya yeni bakışı temsil eder. Ona yakın düzeyde Arapça, Farsça, Türkçe, Batı dilleri ve klasik dilleri bilen iki kişi belki ancak sayabiliriz. Birisi bir ara Osmanlı tarihiyle de uğraşan M.A. Cook’tur; diğeriyse Hamit Algar. Hamit’in engin dil bilgisi, daha çok bir siyasi yorumculukla, karışık konulara yönelmiştir. Bernard Lewis ise çok uzun yıllar oryantalist dünyanın en bilgin üstadı olarak yoluna devam etti. Artık 102 yaşında. Son derece ilginç ömrünü, tam 100 yaşındayken Churchill’in de torunu olan arkadaşı Buntzie Ellis Churchill’le hazırladığı notlarında anlatıyor. Bilhassa Ermeni sorunu üzerine yazdıklarında Ermeni lobileriyle olan çatışmasını kendine has üslupla veriyor ama hatıratın tek özelliği bu değil. Bu kitapta değişen bir dünyada İngiliz İmparatorluğu’nun ünlü bir bilgininin Doğu medeniyetine girişini görüyoruz. (- İlber Ortaylı)



9) Atatürk – Andrew Mango

Bizce çokça okunan Lord Kinross’unkinden daha ilginç bir Atatürk biyografisi… Buna ‘bir yabancı yazarın kitabı’ da diyemiyoruz. Andrew Mango ve kardeşi ünlü Bizans tarihçisi Cyril Mango, İstanbul’da büyüyen bir Levanten ve Rusya göçmeni ailenin çocuklarıdır. Andrew Mango’nun Türkçesi mükemmeldi; bu kitapta da uzun yılların birikimi var. Mango hoş sohbet bir dünya adamıydı. İngiliz, Fransız, Türk ve Rus aydınlarını, onun kadar sohbet ve bilgisine hayran eden yoktur. Türkiye üzerine yazılanların arasında seçkin yeri olan bir kitaptır. (- İlber Ortaylı)

10) Suyu Arayan Adam – Şevket Süreyya Aydemir

Bugünlerde, 1917 İhtilali’nin ve Birinci Cihan Savaşı’nın bittiği yıl olan 1918’in 100’üncü yıl dönemecindeyiz. Rus İhtilali, Avrupa’nın değişimi, savaşların tarihi üzerine yüzlerce kitap var. Hepsini uzmanlara bırakıyoruz. Cumhuriyet tarihini kurucularıyla birlikte yaşayan, ihtilalin hemen sonrasında Rusya’da bulunan, hatta Komünist Partisi’ne giren ama Birinci Cihan Savaşı’nı bütün cephelerde Türk ordusunun yedek subayı olarak geçiren Şevket Süreyya’nın ‘Suyu Arayan Adam’ isimli hatıratı başucu eseri sayılmalı. Bu dönemi onun kadar etkileyici anlatan bir kalemi bulmak kanaatimce çok zordur. (- İlber Ortaylı)

11) Timurlenk – Beatrice Forbes

Emir Timur büyük bir mareşal. Bu yorumu yapan biz değiliz; Atatürk söylüyor. Devlet idaresi bakımından önemli bir sistemi kurdu. Savaşlarında diplomasi önde gider. Bununla birlikte Anadolu’daki savaşları çok amansızdır. Bir yanıyla da İzmir’i Anadolu Türkiyesi’ne ebediyen kazandıran odur. Semerkant, Buhara onun yeniden kurduğu şehirler. İslam dünyasında ilmin son Rönesans’ı onun imparatorluğunda cereyan etti. Torunları Babürler, Hindistan’a asıl çehresini verdi. Türk tarihçiliği ne Timur, ne de bilhassa Babürler üzerinde sürükleyici, aydınlatıcı, derli toplu bir eser meydana getirmiş değil. Timurlenk ve devri üzerine rahat okunacak bir kitap için Beatrice Forbes Manz’ın ‘Timurlenk’ini tavsiye ediyorum.  (- İlber Ortaylı)

12) Yeniçeriler – Reşad Ekrem Koçu

Reşad Ekrem, Yeniçeri Ocağı’nı, kuruluşundan “şehir eşkıyası”na dönüp kaldırılışına kadar, bütün tarihi içinde ele alıyor. Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü… Osman Gazi’den Sultan Vahideddin’e yüzyıllarca Osmanlı İmparatorluğu’na hükmeden anlı şanlı padişahlar… Savaş meydanlarında, sefer yollarında, sarayda, kılıçla, zehirle, cellat eliyle biten saltanat hikâyeleri… Reşad Ekrem Koçu Osmanlı Padişahları’nda tüm ihtişamları ve zaaflarıyla Osmanlı sultanlarını ete kemiğe büründürürken kısa bir imparatorluk tarihini de renkli üslubuyla okurlara sunuyor.
(idefix)

13) Yedinci Gün – İhsan Oktay Anar

Hem sürükleyici hem de Osmanlı Türkçesini yeni kuşaklara en kolay yaklaştıran eser… Anar, İstanbul ve İzmir’in folklor dilini ustaca kullanan; oldukça ironik; zaman ve mekânın üzerinde bazen oyun oynayan ve zaman-mekân-kişi birliğini arada bir zedeleyen bir romancımızdır. ‘Puslu Kıtalar Atlası’ ile birdenbire tanınan felsefe hocasıdır. Bu yaz tatili için tavsiye edeceğimiz kitabı ‘Yedinci Gün’. Hikâye, 2. Abdülhamid’den adeta muhayyel bir cumhuriyet ortamına kadar sürüyor. Usta işi bir polisiye… Yazın rahat okuyacağınız bir İhsan Oktay Anar eseri; öbür kitaplarına da kışın devam edersiniz. Ben Anar’ın yeterince dikkatle izlendiği kanısında değilim. Oysa okuyucuyu yeni bir üsluba ve bakışa götüren bir yazar. (- İlber Ortaylı)



14) Babil Kulesi’nde Buluşalım, Dünya Dilleriyle Tanışalım – Nuri Yıldırım

Nuri Yıldırım’ın diller üzerindeki tasnifi, onların birbirleriyle yakınlık dereceleri, genel edebiyat ve diplomasi dünyasıyla olan ilgileri bu kitabın bir konusu. Ama ana konu daha çok siyasi coğrafyamızdaki dillerin (ki bu oldukça kalabalık bir alan) umumi dünya edebiyatı ve diplomasi açısından konumları. Filoloji ve gramerle ilgili kaynaklar kadar gözlemler, bunun yanında gerek uzmanlar gerekse yerlilerle yapılan mülakatlara da başvurulduğu için ‘Babil Kulesi’nde Buluşalım, Dünya Dilleriyle Tanışalım’ ilginç bir müracaat kitabı. Dillerin yapısal tasnifi ve birbirleriyle olan akrabalık dereceleri konusuna giriş için sadece genç diplomatları değil herkesi ilgilendirecek bir kitap olduğunu düşünüyorum.  (- İlber Ortaylı)

15) Denge Oyunu – Selim Deringil

Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı yıllarındaki dış politikası, en kritik zamanlarda bile, görece küçük bir ülkenin diplomatik başarısı sayesinde dünyanın büyük güçlerine sözünü geçirebildiğinin canlı kanıtıdır. Türkiye o yıllarda çevresini saran yıkım ağının dışında kalmayı başardı; çünkü dış politikayı yönetenler savaşın dışında kalmak düşüncesinin rehberliğinde hareket ettiler. (idefix)

16) Türklere Güvendiler – Ender Arat

Türkiye, Macarların ve Polonyalıların tarihi bir sığınma noktasıdır. Küçük Karadağlılardan gelenler gibi Afganistan Kral Hanedanı’ndan ve ayandan gelenler de vardı (Mahmud Tarzi ve çocukları gibi). Irak’tan kaçan Kürtler Türkiye’ye sığındılar ve geri döndüler. Kuzey Irak’ta Türkiye sevilir. Örneğin Abhazlar gibi, Kafkasya’nın birçok bölgesinde yaşayan halkların nüfusunun iki-üç misli Türkiye’de yaşar. İranlı mülteciler Türkiye’dedir; hatta Humeyni bile Şah zamanında Bursa’da yaşamıştı. Ender Arat’ın kitabı konu için çok öğretici, malzemesi bol ve sürükleyici. (- İlber Ortaylı)

17) Osmanlı ve Avrupa – Halil İnalcık

5. yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı, Avrupa tarihini şekillendirmede çok önemli bir rol oynamıştır. Osmanlı’ya referansta bulunmaksızın raison d’etat, reel politik, güç dengesi ve hatta Avrupa kimliği gibi kavramları açıklamak mümkün değildir. Osmanlı ile Avrupa arasında karşılıklı etkiler aşikâr olduğu halde maalesef bu etkileşim Batı tarihçiliğinde çok fazla dikkate alınmamıştır.
Osmanlı Devleti’nin modern Avrupa’yı şekillendirmedeki etkileriyle birlikte Batı tarihindeki yeri ve Avrupa’yla arasındaki siyasi-ekonomik ilişkiler, sosyo-kültürel bir karşılaşma olarak en büyük tarihçilerimizden Halil İnalcık’ın kaleminden, Osmanlı ve Avrupa’da… (idefix)

18) Makedonya Sorunu – Fikret Adanır

Doğu Sorunu, Osmanlı İmparatorluğu’nun hızlanan çöküşü sonucu Balkanlarda politik ilişkilerin ve sınırların belirlenmesi koşullarının yeniden düzenlenmesini içeriyordu ve onlarca yıl Büyük Güçler diplomasisinin ve Avrupa kamuoyunun dikkatini üzerine çekmişti. “Cumhuriyetin yönetici kadrolarının önemli bir bölümünün yüzyılın ortalarına dek Makedonya ihtilafı ortamında yetişmiş Jön Türkler arasından veya onlara yakın çevrelerden gelmiş oldukları gözlemine dayanarak, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ancak Makedonya Sorunu göz önünde tutularak anlaşılabileceğini” söyleyen Fikret Adanır, sorunu köylülüğün ve Osmanlı tarım düzeninin çözümlenmesi temelinde ele alıyor. (Seçkin Yayıncılık)



19) Kanuni’nin Yahudi Bankeri Dona Gracia – Aaron Nommaz

Papa’dan Şarlken’e, I. François’dan Portekiz ve İspanya krallarına, Macar kraliçesinden Medici’lere, XVI. yüzyıl Avrupa’sının en büyük güç odaklarının dize getiremediği, dünyanın en zengin kadını Dona Gracia’nın muhteşem hikâyesi.

Bu güç odaklarından canını ve servetini nasıl kurtardı?

Avrupa’nın her yanındaki sinagogları nasıl birer istihbarat merkezi haline getirdi?

Bu istihbaratı sunduğu Kanuni’nin eli, Avrupa karşısında nasıl güçlendi?

Kanuni, Dona Gracia’yı neden ısrarla Osmanlı topraklarına davet etti?

Sarayda nasıl ve neden vazgeçilmez oldu? (D&R)

Kategoriler: Kültür

Yorumlar (0) Yorum Yap

/