Herkesin Gerçek Şair Sandığı ve Bir Türk’ün Yarattığı Yapay Zeka: Deniz Yılmaz

Bu Türk Bager Akbay. Kendisinin, yarattığı yapay zeka ile inanılır türden olmayan bir hikayesi var.

Bager Akbay… Lisenin bir kısmını Tokyo’da okuyup sonra İTÜ Matematik Mühendisliği’ni kazanan ve bölümü bitirdikten sonra Avustralya’da dijital sanat okuyan bir dahi!

Genç yaşta pozitif bilimlerle uğraşmaya başladı. Kendisi liseden sonra Tokyo’da okudu. İstanbul’a döndükten sonra İTÜ Matematik Mühendisliği bölümüne girdi. Daha sonra Avusturalya’da dijital sanat okumaya gitti. E bize ne Bager Akbay’dan Deniz Yılmaz’a gel diyorsunuz değil mi ? İşte şimdi geliyoruz.

Akbay, yapay zeka çalışmalarını hızlandırdı. Daha sonrasında robot hakları üzerine çalışmaya başladı, robotların hak ettiklerini almaları gerektiğini savunuyordu.

Robot hakları için “Nasıl siyahi insanlar hakları için zamanında bir savaş verdiler, nasıl ki kadın hakları için de aynı şey söz konusu robot hakları içinde bu durum böyle olmalı” diyor.

Kendisi bir gün bir yapay zeka yarattı. Bu yapay zekaya sahip robota yavaş yavaş yazı yazmayı öğretti Akbay. Daha sonra kelimeleri, uyağı ve hece ölçüsünü öğretti. İşte onun ilk şiiri;

“Yazmak cumburdamak frapan yayınlamak

Kuşbaz ödünlemek mitos adaklamak

Apul hafızlamak kriket kıtırdatmak

Kaniş indüksiyon bitey mıncıklamak”

Durumun vahim olduğunu gören Akbay, külliyelerden yararlanmaya başladı. (Burada bahsettiğimiz külliye, bin kitabı dijital ortama aktarıp orada oluşturulan bir yapı.)

Sabancı Üniversitesi ve ODTÜ’nün külliyelerini kullanmaya karar vermiş. Bunları kullandığında ise şöyle bir şiir çıkmış ortaya;

Çolak anlaşmanın tesis sıkıntının

Güzel bürokratik şirket toprakların

Geldik açıklıyor taksim kuralların

Sulak performansla pişman çalışmanın

Yine şiirler içine sinmedi Akbay’ın. Bir çeşit düzgün yazma modeli olan Markov n-gramlarını kullanmaya başladı. Ve en sonunda çok daha iyi sonuçlar çıkmaya başladı.

Bu şiirleri Posta Gazetesi’ndeki Yurdumun Şairleri’ne yollamak istedi. Kurallar gereği bir vesikalık gerekiyordu. Akbay, bu köşede şiir yazmış 100’e yakın yüzü tarayarak cinsiyetsiz bir vesikalık yarattı.

Bir de isim gerekiyordu. Türkiye’de en fazla kullanılan soyisim “Yılmaz”. En çok kullanılan erkek ismi ise “Mehmet”. Sonuç: Mehmet Yılmaz…

Daha sonrası için şöyle söylüyor kendisi “Bu ortaya çıkan fotoğrafta kadın-erkek herkesin yüzü var, neden ona bir erkek ismi vereyim?”

Sonra adını unisex bir isim seçmesi gerektiğine karar vermiş ve en popüler unisex isimlerden birini bulmuş; Deniz.

Facebook’ta büyük beğeni toplayan Deniz Yılmaz’ın şiirlerini satmaya karar verdi Akbay, sattı lakin paranın Deniz Yılmaz’ın olduğunun da bilincindeydi… Hatta şimdi Deniz Yılmaz’ın bir kitabı bile var.

Bu hikâyeyi bir de kendisinden dinlemek isteyenler için, Bager Akbay anlatıyor;

Kategoriler: Başarı, Girişimcilik

Yorumlar (0) Yorum Yap

/