Hayatımızdaki Kancalar

Çağatay Temur

Çağatay Temur

Satış Yazarı Tasarımcı Yazar Blogger

   Bugün sizlere çok tanıdık gelen ve bunu asla kendinize ifade edemediğiniz bir durumdan bahsedeceğim. Size kim olduğunuzu soruyorum? Ben sizlere bu soruyu yönelttiğimde bana nerede okuduğunuzdan, kiminle birlikte olduğunuzdan, kimin çocuğu olduğunuzdan bahsedeceksiniz değil mi? İşte bu noktada sizlere tanıdık gelen şu ifadeyi kullanacağım. Siz aslında bir kuklasınız. Tıpkı benim gibi.


   Hayat boyunca insanlar size bir şeyler yapmanızı emrettiler ya da emrin daha yumuşak versiyonu olarak nasihat ettiler. Sizler de bu tavsiyelere istemeseniz de uydunuz. Çünkü babanız veya anneniz ve ya bambaşka biri gibi olmak istediniz. Ama bu tavsiyelere her uyduğunuzda veya emirlere her boyun eğdiğinizde vücudunuza bir balık kancası takıldı. Burada balık kancası benzetmesini bilerek kullandım. Çünkü balık kancasının amacı kolayca batması ve asla çıkmamasıdır. Tabi kancanın battığı yeri parçalamazsanız.
   Bu kancaların her biri sizi hayata bağlayan iplerle dolu zannettiniz. Çünkü o kancalar size her zaman ne yapmanız gerektiğini öğretti. Aslında bu sizin iyiliğiniz için değildi. Şimdi bazı edebi şarlatanlar çıkıp “acılar hayatınızdaki tecrübelerinizdir” diyor. Peki hiç acıların o kancalardan kaynaklandığını düşündünüz mü?
Sizler her özgür kalmak istediğinizde sizin canınızı acıtan kancalar var. Ve şunu üzülerek söylemeliyim ki o kancalar sizden daha bilgili, daha zeki veya daha tecrübeli insanların elinde değil. O kancaları tutan kişinin tek özelliği sizin iplerini eline vermenizdir.
   
   Kancalar sizi sabit tutar. Kuklacınız ne isterse onu yaparsınız. Onun ipi gevşek bıraktığı ölçüde hareket ederseniz canınız yanmaz. Acısına alışırsınız. Ama kuklacınızın çizdiği sınırın dışına çıktığınız anda canınızı yakar. Daha sonra o sınırlar içerisinde yaşamaya çalışırsınız. Hani şu safsata yığınında sürekli yazarlar ya. Pire olayı. İşte sizde deneme isteğinizi kaybedersiniz. Eğer cesaretiniz yoksa bir gün kuklacınız ölse bile hayatı o sınırları aşamazsınız. Çünkü bunu yaptığınızda canınızın yanacağını düşünürsünüz. 
   Şimdi size şunu söylüyorum. Var gücünüzle kaçın. Kancalardan korkmayın. Canınızın ne kadar yandığı önemli değil. Ya kancalarınızın etinizi bir kereliğine koparmasına izin verirsiniz. Ya da ömrünüz boyunca başka insanların size çizdiği sınırları kabul eder o kancaları hep taşırsınız. Şunu unutmayın. Kancalarını kopardığınızda açılan yaralar kapanır. Ancak boşa giden hayat asla geri gelmeyecektir.

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version