Girişimlerin Kendilerini Daha Kolay Finanse Edebilmeleri İçin 11 Tavsiye

Günlük hayatımızda İngilizce kelimeleri kullanarak ana dilimizi kirletmekten kaçınsak da, bazı terimler var ki, çevirisi aslının anlattığının yanına yanaşamıyor.

İşte öyle bela bir kelime “runway“.

Aslında birden çok anlama gelebiliyor; girişim dünyasında kullanıldığı anlamı ise, uçak pisti, uçağın havalanana kadar pistte ilerlemesi gereken yol.

Girişimlerin de aynı uçaklar gibi, belirli bir hacimde ekonomi yaratana, belirli ölçeğe gelene, kısaca yerden yükselene dek, pistte hız kazanması gerekiyor. Bu süre içinde ürün geliştirme, pazarlama, sabit giderler gibi olguların varlığı ise, bu noktaya gelene kadar girişimin para yakmaya devam etmesi anlamına geliyor. Girişimin bu süreçte var olabilmek için, ayakta kalabilmek için kendini en optimum şekilde finanse etmesi gerekiyor.

Eldeki toplam paranın, aylık yakılan paraya bölümünde çıkan süre ise, girişimin yeni bir yatırım alana dek ne kadar yaşam süresi kaldığını, girişim dünyasının popüler tabiri ile de, ne kadar “runway”i olduğunu veriyor.

Özetle, ayda 1 TL yakan bir şirketin kasasında 5 TL varsa, bu şirketin önünde 5 aylık bir “runway” var.

Bu yazıda ise, girişimlerin bu süreyi nasıl uzatabileceğinden, mevcut kapital ile nasıl daha ileriye gidebileceğinden bahsedeceğiz.


1) Düzenli harcama takibi yapın.

Yeni kurulan bir şirket için en önemli şeylerin başında harcama takibi gelir. Şirket kuruluş aşamalarından itibaren (muhtelemen daha da öncesinden) tüm harcamalarınızı takip edebileceğiniz bir sistem geliştirmelisiniz. Bunun için ister muhasebe yazılımlarını kullanabilir, isterseniz de en basit şekilde bir excel dosyası ile bu takibi yapabilirsiniz. Önemli olan günün sonunda geriye dönerek harcamaları görebilmek, akış içerisinde gözünüze çarpmayan ancak düşürülmesi gereken rakamları belirleyebilmek.

Harcama takibi yaparken iş harcamaları ile bireysel harcamalarınızı ayırmayı unutmayın. Bu ayrımı yaptıktan sonra her bir harcama türü için kategoriler belirleyin.

Örnek olarak;

  • Yemek ve eğlence
  • Şehir dışı iş seyahatleri
  • Araç ve yakıt
  • Ofis masrafları
  • Faturalar
  • Kredi kartları

Harcamalarınızı bu şekilde kategorize ettiğinizde, yüksek olanlar gözünüze çarpmaya başlayacak ve onları düşürmek için çözümler üretmeye koyulacaksınız.

Gider kalemlerinizden hangilerinin normalden yüksek olduğunu ve bu rakamlardan ne kadar tasarruf edebileceğinizi öğrenmek için şirketinizin tasarruf raporunu oluşturabilirsiniz.


2) TÜBİTAK ve KOSGEB desteklerinden yararlanın.

TÜBİTAK’ın eski ismiyle 1512 – Teknogirişim Sermaye Destek Programı, şimdiki ismiyle BİGG (Bireysel Genç Girişim) destek programı ile toplam 3 aşama sonunda girişiminiz için 150.000 TL’ye kadar hibe alabiliyorsunuz.

İlk 2 aşamada başarılı olan girişimler için şirket kurulumu tamamlanıyor. Devamında en fazla 18 aylık iş planları hazırlanıyor ve 3. aşamaya geçiliyor. Bu aşamada 1507 – KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı olarak adlandırılıyor ve bu aşamaya geçen girişimlerin destek alma konusunda çok daha avantajlı olduğunu söylemek mümkün.

TÜBİTAK BİGG ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

KOSGEB Girişimcilik Destek Programı, şirket kuruluş masrafları, makine teçhizatı giderleri ve işletme giderleriniz için 50.000 TL hibe veya 100.000 TL faizsiz kredi seçenekleri sunuyor.

Programa başvurduktan sonra alacağınız eğitimler ve danışmanlıklar ile iyi bir iş planı hazırlayarak iş fikrinizi sunacaksınız ve kabul aldığı takdirde bu destekleri alabileceksiniz. KOSGEB’in bir diğer avantajı ise şirketiniz için ofis alanı sağlayabilmesi. Kira masrafı olmadan çalışabilmek, elinizdeki para ile devam edebileceğiniz aylar demek!

KOSGEB Girişimcilik Destek Programı ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.


3) Kira masrafını mümkün olduğu kadar geciktirin.

Şirketinizin ilk kuruluş zamanlarında bir ofis alanına çok fazla ihtiyacınız olmayacaktır. Henüz ekibinizin kaç kişi olacağını bile bilmeden bir ofis kiralamak sizi maddi açıdan oldukça zorlayabilir. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde ofis masraflarının ne kadar yüksek olduğunu düşünürsek, bu masraftan en azından bir süreliğine kurtulmak ilk etapta sizi maddi olarak rahatlatacaktır.

Ofis kiralayıp orada çalışmak yerine; ortak çalışma alanlarında, evinizde veya sevdiğiniz bir kafede bile çalışabilirsiniz. Tek dikkat etmeniz gereken şu: çalışma disiplininden kopmamak. Ofise çıkma konusunda kararlıysanız da bir sonraki madde tam sizin için.


4) Ofis masraflarını düşürmek için anlaşmalar yapın.

Ekibinizle birlikte bir ofise çıktıktan sonra ilk kez ortaya çıkacak gider kalemleri konusunda avantajlı tedarik anlaşmaları yapabileceğinizi unutmayın.

Elektrik ve kargo gibi sabit giderleriniz için indirimli anlaşmalar yapmanız mümkün. Aylık elektrik tüketiminiz 120 TL’nin üzerinde ise serbest tüketici kabul ediliyorsunuz. Bu da demek oluyor ki elektrik tedarik anlaşması yapabilir ve elektrik faturanızda tasarruf edebilirsiniz. Kargo anlaşması yapmak için ise şimdilik hiçbir ön koşul yok, hatta minimum harcama tutarı da. Ayrıca gönderileriniz; özelliklerine ve mesafeye göre sabit olarak fiyatlandırılıyor.


5) Şirket kurulumu için acele etmeyin.

İş çıkış saatinde trafikte arabanızla kaldığınızı düşünün; ilerleyemiyorsunuz fakat arabanız yakıt tüketmeye devam ediyor. Şirket kurmak da tam olarak böyle.

Şirketinizin ilk günlerinde geliriniz ne yazık ki düşük olacak veya hiç olmayacak. Şirket ise bunu dinlemeden masraf çıkarmaya devam edecek.

Henüz satış yapmıyorsanız, nakit dışında ödeme almanız ve fatura kesmeniz gerekmiyorsa şirketleşmek için beklemelisiniz. Evet, iş kurmanın, şirket sahibi olmanın heyecanı çok güzel, ancak gerçekten kurmak zorunda kalana dek bunu ertelemek, kasanızda daha fazla para kalması demek.


6) İşe alım için acele etmeyin.

Eğer bir kişiyi işe aldıysanız ve henüz yapacağı iş çok fazla değil ise boşuna para harcıyorsunuz demektir. Kuruluş dönemlerinde büyük bir bilişim firması değilsiniz ve çok büyük bir iş yükünüz yok (tabii ki var, ama siz bunu halledebilirsiniz). Bu yüzden her kuruş sizin için değerli ve finansal olarak ayakta kalmanız için bunlara fazlasıyla dikkat etmeniz gerekiyor.

İşe alım için en doğru zaman, ekibinizin – yüksek olasılıkla kurucu ekip – mevcut işlere yetişemediği zamandır. Bu döneme kadar işlere yardımcı olması için stajyerler ile çalışmayı düşünebilirsiniz.

Bunun dışında, yalnızca o kişiyi işe almaktan başka çareniz yoksa alın. O zamana kadar her işi kendiniz yapmaya devam edin. Böylece işe alım dönemi geldiğinde hangi işlere yetişemediğinizi ve ekibe yeni katılacak kişiye hangi işleri devredeceğinizi daha iyi bilirsiniz.


7) Reklam ve pazarlama bütçenizi kontrollü kullanın.

Ne iyi bir ürün pazarlama olmadan, ne iyi bir pazarlama kampanyası arkasında iyi bir ürün olmadan ayakta kalabilir, bunu biliyoruz. Yine de, iyi bir girişim ekibi her zaman ilk etapta ücretsiz pazarlamanın yollarını bulabilir. Bunun en geçerli yolu ise, içerik pazarlamasıdır. Potansiyel müşteri kitlenizin ilgileneceği, sorunlarına çözüm bulabileceği, katma değerli içerikler üreterek onları müşteriye çevirebilirsiniz.

İçerik pazarlamasının 3 adımı;

  • İçerik üretimi (makale, e-posta, sosyal medya gönderisi, infografik)
  • Pazarlama kanalları ile bu içeriğin yayılması (sosyal medya, SEO, e-posta)
  • İçeriklerin analiz edilip iyileştirilmesi ve dönüşüm oranlarını yükseltmek için çalışmalar yapılması

Ayrıca ücretsiz pazarlama aktiviteleri yapabileceğiniz yazılımları araştırmanız iyi olacaktır. Yaptığınız işe uygun olan bazı yazılımları buradan bulabilirsiniz.

Ücretsiz pazarlama, ağacın yere en yakın dallarındaki meyveleri toplamak gibidir. Onları bitirdiğinizde daha yüksek dallara erişmek için para harcamaya başlamak, daha doğru bir planlama olacaktır.


8) Avukat, insan kaynakları ve muhasebe için dışardan destek alın.

Bir girişimin başarısı temel olarak 3 alan ile ilişkilidir; ürün geliştirme, pazarlama ve satış. Bunlar dışındaki pozisyonlar için dışardan destek alabilirsiniz. İlk aşama girişimleri genellikle tam zamanlı bir muhasebeci, avukat veya insan kaynakları müdürünü maddi olarak karşılayamazlar. Bu yüzden bu rolleri de kendileri üstlenmeleri gerekir.

Bu yükün artık taşınamaz hale geldiği zaman tam zamanlı çalışanları işe almaktansa, çevrenizde tanıdığınız kişilerden veya bir şekilde dışardan destek almak en doğrusu olacaktır. Hacminiz çok büyüyene dek bu görevlerin hiçbirine tam zamanlı olarak ihtiyaç duymamanız çok olası.


9) Web barındırma hizmetinden tasarruf edin.

Girişiminizin ilk zamanlarında web sitenizin çok fazla ziyaret almaması oldukça doğal. Bu yüzden web siteniz için yüksek maliyetli bir barındırma hizmeti almanıza gerek yok, en azından bir süre.

Siteniz fazla trafik çekmeye başlayana kadar paylaşımlı barındırma hizmetlerini (shared hosting) kullanmanız size tasarruf sağlayacaktır.

Ayrıca Amazon Web Services, Microsoft Azure gibi firmaların girişimlere özel sunduğu kredileri araştırın ve bunlardan faydalanın. Binlerce dolarlık sunucu maliyetleri için bir süre hiç para harcamanız gerekmeyebilir.


10) Dışarıda yapılan toplantılarda hesabınızı bilin.

Deneyimli girişimcilere soracak olursanız, size dışarıda yaptıkları toplantılara ne kadar para harcadıklarını söyleyebilirler.

Potansiyel müşterileriniz, iş ortaklarınız veya çalışanlarınız ile tanışmak zorundasınız. Bu yüzden onlarla sık sık dışarda buluşmanız gerekiyor ve çoğu zaman bu buluşmaların hesabını siz ödeyeceksiniz.

Seçim size kalmış ama mantıklı düşünmekte fayda var; ister daha uzun süre oturup birlikte yemek yiyin, ister kahve içerek sadece gerekli konuları konuşun, hem de daha az hesap ödeyin!

Bunları okuyunca şöyle yanlış bir yargıya varmayın; müşterilerimi kesinlikle yemeğe çıkarmamalıyım. Sadece bu durum çok sık karşınıza çıkacak ve kontrol altına almazsanız uzun vadede finansal zorluk yaşayabilirsiniz, bunun farkında olun.


11) Birikmiş paranız varsa bunu akıllı değerlendirin.

Eğer girişim yolculuğunuz için bir miktar para biriktirdiyseniz, bunu akıllıca değerlendirmek size ekstra süre kazandırabilir. Vadesiz bireysel hesabınızda %0 faizle paranızı tutarken, tasarruf/birikim hesaplarında neredeyse %10 a varan bir faiz ile birikim yapabilirsiniz. Yani paranızı bireysel hesaplarınızda tutmanın hiçbir yararı olmadığını görüyorsunuz.


Şirket ve ofis harcamalarınızı tek panelden yönetebileceğiniz OfisPaneli’nin bu faydalı içeriğinin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.

facebook-paylas2 new-twitter-paylas2

Kategoriler: Ekonomi, Girişimcilik, Strateji

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version