Ebedi Felsefe Nedir ve Zihninizi Açmaya Nasıl Yardımcı Olur?

Arzu Dokuzoğlu

Arzu Dokuzoğlu

İTÜ-Kimya Müh.

Ebedi felsefe (Perennial Philosophy), Rönesans döneminden bu yana kültürde yaygın olan bir felsefi düşünce dizisidir. Bu fikirler, akademide ve toplumda yaygınlaştığı 20. yüzyılda popüler hale geldi.
Ebedi felsefe, birçok dini inancın pratiğine ilginç bir bakış açısı sağlar. Bazıları için toplumda yaşayan çeşitli dini öğretilerin kaynağıdır.
Bununla birlikte, bu felsefenin meselelere karşı tutumumuzu nasıl etkileyebileceğini keşfetmeden önce, öncelikle tam olarak ne olduğu konusunda net olmalıyız. Sonrasında teorileri ve eleştirileri anlayacağız. Ancak o zaman toplumdaki din ve inanç sistemleri konusundaki bakış açımızı nasıl etkilediğini görebiliriz.

Ebedi felsefe nedir?

Ebedi felsefe, anlaşılması oldukça basit bir düşünce dizisidir. Tüm dünyadaki dini, manevi ve bilgelik geleneklerini tek bir evrensel gerçeği paylaşan ve ideal olarak tanıyan bir fikirdir.
Nihayetinde bu geleneklerin hepsi aynı temel gerçeğe dayanır, hepsi aynı şeyi anlamaya çalışır.
Bu fikirler Rönesans döneminde ortaya çıkmaya başladıysa da 20.yüzyılda İngiliz yazar ve filozof Aldous Huxley tarafından yaygınlaştı. Rönesans düşünürleri, Platon‘un form teorisi üzerine çalıştıktan sonra bu fikirlerin temelini attı. Bu beyinler, Platon’un teorisini belli fikirleri geliştirmek için kullandı:
– Dünyada içsel, saklı bir birlik var.
-Bu birlik, birçok yerleşik uygulamada bulunur.
-Sınırlı değildir, yalnızca bir geleneğe özgü değildir.
Bu Rönesans inançları, 20. yüzyılda Aldous Huxley aracılığıyla tamamen ortaya çıktı. Fikirler toplum içinde daha da gelişti ve yaygınlaştı. Huxley, Perennial Philosophy kitabında şöyle açıklıyor:

“… şeylerin, yaşamların ve zihinlerin dünyası için önemli olan ilahi bir gerçekliği tanıyan metafizik; ruhta ilahi gerçeğe benzer, hatta özdeş bir şey bulan psikoloji; insanoğlunun sonunu tüm varlıkların içsel ve kadim bilgisine yerleştiren ahlak; bu şey eski ve evrenseldir.”

Huxley’nin bu sözleri anlaşılması zor. Kitabında konu hakkında daha derinlere iniyor. Bütün dini geleneklerin aynı “ilahi gerçeklik” temeline dayandığını söylüyor. Onu nasıl anladığımız ve içerisindeki yerimiz ise önemli.
Dinlerin ve manevi geleneklerin, öğretilerinde ve formlarında büyük oranda zıtlık oluşturabileceği doğrudur. Ancak hepsi insan hayatının amacını deşifre etmeye çalışır. Aynı şey için rehberlik ederler: yaşamdaki anlam arayışı.


Ebedi felsefenin kritikleri

Artık bu fikirlere gelen eleştirilere bakabiliriz. O zaman bu fikirlerin zihinlerimizi nasıl açabileceğini ve bu konulardaki bakış açımızı nasıl etkileyebileceğini inceleyebiliriz.
Dinler birbiriyle çatışıyor.
Ebedi felsefenin gerçekçi olmayan bir teori olduğuna dair fikirler var. Dünya dinlerinin çoğunun tarih boyunca çatışma içinde olduğu fikri ebedi felsefe ile ters düşüyor. Dinler birbirleriyle çelişki içindeyse, evrensel bir gerçeği nasıl paylaşabilirler?
Dini inançlar çok değişken.
Birçok din ahlak, inanç, ilke ve öğreti bakımından çok büyük farklılıklar gösterir. Sonuç olarak, hepsinin bir “ilahi”, evrensel ve ortak bir ideali nasıl paylaşabileceğini görmek giderek zorlaşabilir. Bu nedenle, ebedi felsefe, liyakat alamama riski taşır. Özellikle bu öğretiler birbirleriyle tutarlı değillerse.
Fakat bu farklılıklar önemli midir? Bu gibi uygulamaların farklılıklar doğurması kaçınılmazdır, doğdukları çok çeşitli kültürleri, tarihsel faktörleri düşününce.
Belki de bütün dinlerin paylaştığı evrensel gerçek, bu çatışmalar ve çelişen felsefeler karşısında bile hüküm sürmektedir. Her inanç sisteminin bu tekil gerçeklik üzerine kurulu olması kesinlikle mümkündür. Sadece onu farklı şekilde ifade ediyor olabilirler.


Ebedi felsefe zihnimizi nasıl açabilir?

Dini inançlar
Din, insanların hayatlarını yaşamalarına yardımcı olmak için ahlaki ve manevi rehberlik sağlar. Temel olarak insanların yaşamlarına bir amaç sağlar veya en azından bir amaç için yönlendirmeye çalışır.
Ebedi felsefe, çelişkili inançların ve ayrı dini doktrinlerin uyumsuzluğunun artmasına yardımcı olur. Sonuç olarak, hepimizin doğuştan sahip olduğu bir özlemi ortaya çıkarır: anlam ve amaç arayışı.
Hepimiz aynıyız.
Bu düşünce aslında hepimizin temelde aynı olduğuna dair bir tür güvence verir. Hepimiz varlığımızın sorularını cevaplamaya çalışıyoruz. Bu cevapları bulmak için farklı yollar izliyor olsak da.
Manevi yollar
Ebedi felsefe teorisini dinin ötesine taşıyabilirsiniz. Bazıları dini takip etmeyi seçmeyebilir. Sizi tatmin edecek kaynak bu olmayabilir. Bir ateist olabilir ve diğer rehberlik araçlarına yönelebilirsiniz.
Hepimiz amacımıza ulaşmak için uğraşıyoruz. Amaç ve anlamın evrensel bir gerçeği elbette hepimizi bir araya getirebilecek bir şeydir.
Hangi yolu takip ettiğimizi bilmek bizi rahatlatıyor olabilir, belki de bilmeden hepimiz aynı şeyi arıyoruz. Hepimiz hayatımızda yalnızlık, mutsuzluk ve kafa karışıklığı zamanları geçiriyoruz. Bu felsefe, böyle zamanlar için bir panzehirdir. Aslında hepimizin aynı soruların cevaplarını bulmakta zorlandığımız fikri bizi rahatlatabilir.


Ebedi felsefe, dünyaya bakış açımızı değiştirebilir. Hepimizin inançlarının altında aynı gerçeklik olması fikri zor zamanlarımızda yolumuzu bulmamızda bize ışık tutabilir. Hangi inanca sahip olursak olalım ortak bir arayış içerisindeyiz: Bu hayata neden geldik?

This post is also available in: English

Kategoriler: Uncategorized @tr

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version