Doğru Bir Karaktere Sahip Olmak İçin Yapmamanız Gereken 11 Düşünce Hatası

Elif Özçakmak

Elif Özçakmak

İTÜ - İşletme Mühendisliği | Editör @ceotudent

Hayatınızdan memnun değilseniz, hiçbir şey sizi mutlu etmiyorsa yaşam tarzınızdan önce düşünme biçiminizi değiştirmeniz gerekir. Düşüncelerinizi doğru yönetemezseniz, güçsüz bir karakter olursunuz. Bu yüzden, herkesin karşısında ama en çok da aynanın karşısında dimdik durup gülümseyebilmeniz için acilen bırakmanız gereken 11 düşünce biçimini sizler için derledim:


1) Aşırı genelleme yapmayın.

Yaşadığınız bir ya da birkaç olayı veya durumu temel alarak bunu genel bir kurala dönüştürmeyin.

Bir sınavdan başarısız olduğunuzda “Ben hiçbir zaman bunu yapamıyorum zaten”, istediğiniz işe kabul edilmediğinizde “Beni kimse işe almak istemez, ben işe yaramıyorum.” diye düşünmeyin. Az sayıda örneğe bağlı kalarak çıkarım yapmak yanlıştır. Böyle düşünmek, kendinizi yetersiz hissetmenize neden olur.


2) Kutuplaştırma yapmayın.

“Ya hep ya hiç” diye bir şey yok. Olaylar, tamamen iyi ya da tamamen kötü olmayabilir. Bazı yanlışlar sizi doğrulara da götürebilir. Sadece siyah veya beyaz diye değerlendirmeyin. Griyi kabul edin.

“Çok başarılı bir baterist olamayacaksam bateri çalmayı bıraksam daha iyi olur.” düşüncesi, bu alanda parlak bir geleceğinizin olması ihtimalini karanlığa gömebilir. Çok başarılı olamasanız da bateri çalmaktan keyif alıyorsanız, bu sizin için bir kazanım olacaktır.


3) Olumsuzlukları büyütmeyin.

Bir şey ters gidince geçmişteki olumsuzlukları da hatırlayıp hepsini bir düğüm olmuş gibi düşünmeyin.

Bazı olaylar üst üste gelmiş olabilir ancak bu her zaman başınıza kötü şeyler geleceği anlamına gelmez. Arkadaşınız buluşmaya üst üste gelmemiş olabilir. Bu, sizi görmek istemediği anlamına gelmez. Gerçekten bir mazereti olabileceğini aklınızdan çıkarmamalısınız.

Olumsuz düşünmek sizi yorar. Bu düşünceleri geçmişle birleştirip büyütmek ise daha kötü hissetmenizden başka hiçbir işe yaramaz.


4) Kişiselleştirmeyin.

Çevrenizde gerçekleşen olaylardan kendinizi sorumlu tutmayın. Olayları kişiselleştirmeyin. “Ben şanssızım, şanssızlığımı arkadaşlarıma da bulaştırdım.” diye düşünmeyin. Arkadaşınızın başına gelen olumsuzluklar onun hayatıyla ilgilidir.

Aynı şekilde yöneticinizin ekibi azarlamasının sebebi de siz değilsiniz. Sorumluluk paylaşılan bir şeydir. Böyle düşünceler kendinize olan güveninizin eksilmesine neden olur.


5) Karşınızdakinin zihnini okumaya çalışmayın.

Sadece dışarıdan bir gözlem yaparak karşınızdakinin ne düşündüğünü bilemezsiniz. Düşüncelerini tahmin etmeye çalışırsınız ve bunun doğru olup olmadığını bilmeden olumsuz sonuçlara varabilirsiniz. Oysa durum hiç de sizin düşündüğünüz gibi olmayabilir. “Bunu yaptığım için benimle bir daha konuşmayacak.” dediğiniz bir şey belki de karşınızdaki için sizinle iletişimi kesecek kadar önemli bir şey değildir.


6) Gerçekleşmemiş bir olay üzerine kötü senaryolar kurmayın.

Başka bir deyişle, olmamış bir şeyi olmuş gibi düşünerek kafanızda kötü sonuçlara ulaşacak bağlantılar kurup kendinizi üzmeyin. “Bu sınavı geçemezsem o eğitimi alamam, sonra hiçbir zaman bu eksikliğimi tamamlayamam, o zaman istediğim işe alınamam, hayallerime ulaşamam…” gibi düşünceler siz daha sınava girmeden sizi aşırı stres altına sokar ve daha baştan sizi başarısızlığa sürükler.


7) Duygularınız üzerinden çıkarım yapmayın.

Duygular, düşünceleri etkiler ancak sadece hissettikleriniz üzerinden sonuçlara varmak mantıklı bir düşünme şekli olmaz. Olumsuz hissetmeniz, olumsuz şeyler olduğunu göstermez. “Kendimi mutsuz hissediyorum, demek ki kötü bir ilişkimiz var.” ya da “Bazı şeyleri yapabiliyor olsam da başarısız biri olduğumu hissediyorum.” gibi düşünceler yerine, mantığınızı da işin içine katarak daha objektif bir bakış açısıyla olanları değerlendirdiğiniz takdirde daha gerçekçi sonuçlara varabilirsiniz.


8) Kendinizi, kendi kurallarınıza hapsetmeyin.

“Bunu yap-malıyım, şuraya git-meliyim, şu saatte uyu-malıyım, kesinlikle hata yapma-malıyım…” şeklindeki gereklilik cümleleri sizi kısıtlar. Bu kurallar dışına çıkılması sizi rahatsız eder, her şey sizin için bir görev haline gelir böylece hiçbir şeyden keyif alamazsınız. Bunu kendinize yapmayın. Esnek olun. Uyumlu olun. Değişikliklere açık olun.


9) Kötüye odaklanmayın.

Bir sürü cümlenin içerisinden olumlu olanları yok sayıp, olumsuzlara kafayı takmayın. Herkes muhteşem bir konuşma yaptığınızı söylerken bir arkadaşınızın söylediği olumsuz bir şeyi sürekli düşünüp canınızı sıkmayın. Notlarınızın hepsi iyiyken bir sınavdan düşük almanız motivasyonunuzu düşürmesin. Diğer derslerinizin iyi olduğu, zaten başarılı biri olduğunuz düşüncesiyle bardağın dolu tarafını görün. Bu sizi daha mutlu hissettirecektir.


10) Etiketlemeyin.

Çevrenizdeki kötü insanların veya durumların asla değişmeyeceğini düşünerek onlara etiket yapıştırmayın. Önyargılı olmayın. Sorunun kaynağını düşünmek yerine tek bir düşünceyle onları yargılayarak kafanızdan atmaya çalışmak yanlış olur. İnsanları ya da durumları çok yönlü bir bakış açısıyla analiz edin ve değişebileceklerine inanın.


11) Felaketleştirmeyin.

Olumsuz bir olay olduğunda bunun asla üstesinden gelemeyeceğinizi, hayatınızın mahvolduğunu düşünmeyin. Hata yaptığınızda asla düzeltemeyeceğinize, takım arkadaşınızla asla anlaşamayacağınıza kendinizi inandırmayın. Mutlaka bir çıkış yolu, uzlaşma yolu vardır. Bu yolu bulmaya odaklanın. Kendinizi de, etrafınızdakileri de felakete düşürmeyin.


Berrak bir zihin, stressiz bir hayat daha mutlu hissetmenizi sağlar, mutlu olduğunuzda da kendinizi daha güçlü hissedersiniz. Hayatı zorlaştırmayın, düşüncelerinizi rahat bırakın, hayatı yaşayın gitsin!

facebook-paylas2 new-twitter-paylas2

Kategoriler: Uncategorized @tr, Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version