Montessori Eğitimi Alan Ünlüler Becerilerini Önemseyen Montessori Eğitimi

İtalya’nın ilk kadın doktoru, pedagog ve antropoloji profesörü Maria Montessori (1870-1952) yüzyılın başlarında her bir çocuğun bireyselliğine azami ölçüde uyan bir pedagoji geliştirdi. Bu pedagoji, çocuğun bireysel becerilerine ve ilgi alanlarına, bireysel öğrenme hızına ve karakter özelliklerine uygun bir pedagojiydi.
Montessori Eğitimi Alan Ünlüler
Katharine Graham: Washington Post’un sahibi ve editörü
Jacqueline Bouvier Kennedy Onassis: first lady ve editör
Sean ‘P.Diddy’ Combs: müzisyen, prodüktör ve işadamı
Gabriel Garcia Marquez: Nobel ödüllü edebiyatçı
Jeff Bezos: Amazon’un kurucusu
Larry Page and Sergey Brin – Google Kurucuları
Prince William and Prince Harry: İngiliz kraliyet ailesi
T. Berry Brazelton: ünlü pediatrist ve yazar
Julia Child: ünlü şef ve yazar
:Melissa and Sarah Gilbert: aktörler
Marc Zuckerberg: Facebook Kurucusu
Jimmy Wales: Wikipedia’nın Kurucusu
Helen Hunt: Akademi Ödülü Kazanan Aktris
Beyonce Knowles: 16 Grammy Ödüllü Şarkıcı
Joshua David Bell: Amerikalı Keman Virtüözü
Anne Frank: Yazar
Dakota Fanning: Aktris
Helen Keller: Lisans Düzeyinde Eğitim Alan İlk Kör ve Sağır Kişi




Alan Rickmen: Aktör
Yo Yo Ma: Müzisyen ve Yazar
Stephen Curry: Basketbol Oyuncusu
Friedensreich Hundertwasser: Avusturyalı ressam ve mimar
Taylor Swift: Grammy ödüllü şarkıcı
Melissa and Sarah Gilbert: Aktörler
Julia Child: Ünlü şef ve Yazar
Sean ‘P.Diddy Combs: Müzisyen, Prodüktör ve İş adamı
Jacqueline Bouvier Kennedy Onassis: First lady ve editör
Steve Wozniak: Apple’ın kurucu ortağı
Henry Ford: İlk arabayı üreten kişi
David Blaine: Ünlü sihirbaz
Lea Salonga: Aktrist ve Müzisyen
Will wright: The Sims oyununun tasarımcısı
Berry Brazelton: Başarılı bir Pediarist ve Yazar
Stephen J. Cannel: TV yazar, prodüktör ve yönetmen
George Clooney: ABD’li yapımcı, yönetmen ve aktör
Montessori, 1899’da Roma’da zekâ geriliği olan tüm çocukların yollandığı yeni orthophrenic okulundaki yöneticiliği sırasında zihinsel eksikliğin sıklıkla pedagojik bir problem olduğuna hüküm verdi.
Zihinsel engellilerin eğitimi konusunda aradığı bilgileri Itard ve Séguin’in çalışmalarında buldu ve bu yöntemleri temel alarak kendi yöntemini geliştirdi. Eğittiği bir grup engelli çocuk, devlet yeterlilik sınavlarında normal çocuklara yakın bir başarı gösterdi.
Herkes bu başarıdan dolayı mutluydu ancak Dr. Montessori bundan o kadar etkilendi ki zekâ seviyeleri normal olan sağlıklı çocukların nasıl olup da engelli çocuklarla karıştırılacak kadar istikrarsız olabileceklerini anlamaya çalıştı.


Montessori, 6 Ocak 1907 yılında ilk okulunu kurar: Casa dei Bambini
Maria Montessori, 1907 yılında ilk çocuk evi “Casa dei Banbini”de, engelli olmayan çocuklar üzerindeki çalışmalarında yaptığı gözlemlerle; çocukların nelerden hoşlandıklarını ve nelerden hoşlanmadıklarını saptadı.
Maria Montessori çocukların;
– ödüllerden,
– cezalardan,
– yetişkin tarafından programlanmış eğitimden,
– oyuncaklardan,
– şekerlemelerden,
– öğretmen masasından,
– toplu derslerden hoşlanmadıklarını gözlemledi.



Fakat onların

– özgür seçimden,
– hatalarını kendilerinin denetiminden,
– hareket etmekten,
– sessizlikten,
– sosyal ilişkilerini kendileri tarafından kurulmasından,
– çevrenin düzenli ve temiz olmasından,
– özgür faaliyete dayalı bir disiplinden,
– kitapsız okuma ve yazmadan
– alıştırmaların tekrarından hoşlandıklarını gözlemledi.


Eğitim sistemini çocuklardan yola çıkarak kurdu.

Bu eğitim sistemi, başka eğitim sistemleriyle karşılaştırıldığında; çocuklara sağlanan olanaklar sayesinde, kendi seçimlerinin eğitimcinin onları isteklendirmesinin yerine geçtiği ve kendi eylemlerinin sonucu olan hataların denetlenebildiği bir eğitim sistemidir.
Montessori eğitimi temelde kişiliğin oluşumu üzerinde durmaktadır.
Maria Montessori bunu açıkça şu şekilde ifade etmektedir:

“Eğitimde metot değil, insan kişiliği göz önüne alınmalıdır.”

– Çocuk, özeldir, tektir.
– Kendine has bir varlıktır.
– Çocuk etrafındaki maddesel dünyayı absorbe eder, gelecekte yetiştireceği kişi modelini biçimlendirir.
– “Çocuk, insanların mimarıdır.” Bu mimarlar farkında olmadan içlerindeki inşa planına uyarak kendi ritimleri doğrultusunda kendilerini geliştirmeye çalışırlar.
– Bu gelişime yetişkinler etki edemezler çünkü onlar inşa planını bilmemektedirler. Ancak, bir yetişkinin zamansız müdahalesi ya bu inşa planını tahrip edebilir ya da yanlış bir yöne yönlendirebilir.
– Montessori Eğitiminin temel taşlarından birisi hazırlanmış çevredir. Çocuklar hazırlanmış çevredeki Montessori materyallerinden, bireysel ilgi ve eğilimine göre bağımsız olarak seçim yaparlar.
– Çocuklara istedikleri kadar tekrar etme imkanı sunulur. Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır.
– Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasıyla gerçekleşir. Başka birinden uyarıya, onaya ve düzeltmeye gerek kalmaz. Kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar. Böylece yetişkinden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.
– Çocuğun güçlü bir karakterde yetişmesini sağlamak için “bir bakıma fiziksel ve ruhsal bir hijyene” ihtiyaç vardır. Bu durumda yetişkinlerin görevi çocuğun içindeki yeteneği ve gizil gücü uyandırmak ve onları gelişim sürecinde desteklemektir.
– Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde calışırlar. Dolayısıyla Montessori yönteminin özü, çocuğa önceden hazırlanmış bir çevrede kendi kendini geliştirebileceği şekilde hareket ve faaliyet özgürlüğü tanımayı amaçlayan, kendi kendine oluşan ve gelişen bir yöntem ve sistem anlayışıdır.
“Çocuğa hazırlanmış bir çevrede, çocuğun kişiliğini oluşturması için özgürlük tanıyan, kişiliğinin gelişim sürecini destekleyen, çocuğun kendi onuru içerisinde bireyselleşmesi ve sosyalleşmesini ciddiye alan, bireye özgü adil bir eğitimdir.”


This post is also available in: English

Kategoriler: Başarı

Yorumlar (0) Yorum Yap

/