Atatürk’ün Venezuela’ya İlham Olan Sümerbank Basma Fabrikası Projesi

Elif Özçakmak

Elif Özçakmak

İTÜ - İşletme Mühendisliği | Editör @ceotudent

“Atatürk Modeli Fabrika” olarak anlatılan Venezuela’daki fabrikaya, geçenlerde denk geldiğim, Banu Avar’ın katıldığı bir programın kısa bir videosunda rastladım.
Gazeteci Banu Avar, Venezuela gezisinde, şehri görmek için tepeye tırmandıktan sonra, yanlarındaki rehber kızın, bir fabrikayı gösterdiğini, yanında bir nikah salonu, bir okul, atölyeler, hastane ve evler olduğunu ve buraya “Atatürk Modeli Fabrika” dediklerini söylediğini anlatıyordu.
Bu, beni de en az Banu Avar kadar etkiledi. Ben de, bu konuda biraz araştırma yapmaya ve elde ettiğim bilgileri sizlerle paylaşmaya karar verdim:

Venezuela’daki bu fabrikaya ilham olan Atatürk Modeli Fabrika, aslında 1937’de Nazilli’de kurulan Sümerbank Basma Fabrikası’dır. İlk Türk basma fabrikası olan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, Atatürk’ün kafasındaki sosyal fabrika projesinin de ilk uygulamasıdır. Atatürk, bu fabrikalardan Anadolu’nun her yerine yapmak istemiştir ancak ömrü buna yetmemiştir.

Atatürk’ün yapmayı tasarladığı sosyal fabrikada yalnızca üretim yapılmayacak, etrafında ar-ge çalışmalarının yapılan bir laboratuvar, bir okul, sanat ve spor alanlarının bulunduğu, adeta bir “yaşam alanı” olacaktı.
Peki, Nazilli’deki Sümerbank Basma Fabrikası nasıldı? İşte o basma fabrikasının dikkat çeken özellikleri:
Fabrika, beş kısımdan oluşmaktadır: Dokuma, Basma, Desen, Gravür ve Baskı bölümü.
Fabrikada, balolar, danslar, çeşitli gösteriler düzenlenmiş; halk, sosyalleşmeye başlamıştır.
Fabrika bünyesinde, memurlar, ustalar ve işçilerin haftada toplam altı kez film izleyebildiği bir sinema salonu vardır.
Fabrikanın içinde, halkın her konuda bilinçlendirilmesi için bir Sümer Halkevi kurularak, fabrika içindeki sahnelerde oyunlar sergilenmiş, genç kızlar biçki-dikiş kursları sayesinde meslek edinmiştir. Ayrıca halk evleri civar köyleri de gezerek köylülerin sorunlarıyla ilgilenmiştir.
Çalışanlardan oluşan bir müzik korosu da fabrika içinde mevcuttur. Çalışanlar, zaman zaman çevredeki il ve ilçelere giderek konserler vermiştir.
Fabrikada, hem çalışanların hem halkın kullanabildiği hamam bulunmaktadır. 
Fabrikadaki desinatörler, zaman zaman Nazilli ve çevresinin resimlerini yapmış, tabloları açık arttırmalarda satılmıştır. Aynı zamanda fabrikada resim ve heykel sergileri de düzenlenmiştir.
Fabrika bünyesinde, futbol, basketbol, atletizm, voleybol, bisiklet, güreş, yüzme, boks branşlarında faaliyet gösteren bir spor kulübü bulunmaktadır. Fabrikada, paten eğlenceleri, bisiklet yarışları gibi etkinlikler düzenlenerek toplumsal kaynaştırma güçlendirilmiştir.
İşçilerinin yanında halkı da düşünen sosyal fabrikada, altı ayda bir halka basma dağıtılmıştır.
Sümerbank Basma Fabrikası’nda, işçilerin haklarına da çok önem verilmiştir. İşçiler için fabrikada 40 yataklı bir hastane bulunmaktadır. Nazilli, sıtma salgınından bu hastanenin sağlık ekibi tarafından kurtulmuştur.
Fabrikanın içinde, işçilere mesleki eğitimin yanında okuma-yazma eğitimi de verilen bir okul bulunmaktadır.
İşçiler için, uygun bir ücretle kalabilecekleri lojmanlar, lojmanlarla fabrika arasında sefer yapan “GIDI GIDI” adı verilen tren bulunmaktadır. 
İşçilerin yiyeceklerinin ve giyeceklerinin temin edilmesi için bir kooperatif, işçilere hizmet veren bir fırıncı, memur kantini ve işçi yemekhanesi de bulunmaktadır.
Fabrikada, ar-ge çalışmaları için fizik laboratuvarı, tarım laboratuvarı, mekanik odası bulunmaktadır. Fabrika açılmadan, çevrede kaliteli pamuk yetiştirilmesi için 200 tane tohum ekme makinesi, tarım aletleri satın alınarak bunların kullanım şekilleri işçilere öğretilmiştir.
Bu sosyal fabrikanın, kendi elektrik ve su santralleri de vardır ve bir dönem fabrika, hem kendisinin hem de Nazilli’nin elektrik ihtiyacını, bünyesindeki 2500 kw gücündeki elektrik santraliyle sağlamıştır.
Atatürk’ün kurduğu Sümerbank Basma fabrikası, Nazilli’yi çağdaşlaştırmış en erken ve en köklü şekilde aydınlanan kentlerden olmasını sağlamıştır. Ancak 1950’lerden sonra, fabrika kan kaybetmeye başlamış, 14 Kasım 2002’de, son darbeyi yemiş ve fabrika kapatıldıktan sonra Özelleştirme İdaresi tarafından bedelsiz olarak Adnan Menderes Üniversitesi’ne devredilmiştir.
Fabrika çalışanları Bursa’ya nakledilmiş ve üniversitenin kullanımı dışında kalan kısım, makineleriyle, içindeki anılarla çürümeye terk edilmiştir.
Kategoriler: Kültür

Yorumlar (0) Yorum Yap

/