Atatürk Asker Olmasaydı Hangi Mesleğe Sahip Olacaktı?

Birçok disiplinde uzmanlaşmış; tarihi, bilimi, edebiyatı çok iyi bilen bir aydındı Atatürk. Askeri dehası ve entelektüel birikimi zamanın çok ötesindeydi. Peki, Atatürk asker olmasaydı hangi mesleği yapacaktı? Bu sorunun cevabı tarihin kayıt altına aldığı anılarında saklı…
Daha öğrenciyken bile fikirlerini paylaşma konusunda büyük heves taşıyan Atatürk, genç yaşta özellikle edebiyata çok meraklıydı. Arkadaşı Ömer Naci’nin de etkisiyle beraber gazeteciliğe ilgisi arttı.
Harp Okulu öğrencisi ikinci sınıftayken 2. Abdülhamid zamanında kendi fikirlerini sunabileceği bir gazete oluşturdu.
Atatürk’ün yazarlığa ve gazeteciliğe duyduğu ilgiyi bir de kendi kaleminden okuyalım:

Yazmak, yazabilmek fikir ve görüşlerini başkalarına, geniş okuyucu kitlelerine iletmek ne kadar güzel bir şeydir kim bilir? Bunun içindir ki ben yazarları gazetecileri, sanatçıları çok ama çok sever ve takdir ederim. Onlar halkın nabzını tutarlar, kamuoyunu oluştururlar, insanlara yön verirler… Çocukluğumda henüz ilkokul sıralarında öyküler karalamaya niyet ettim ama olmadı, daha sonra askeri okulda gazeteciliğe iyiden iyiye merak sardım. Diyebilirim ki gazetecilik ve yazarlık içimde bir ikinci meslek gibi yeşermiş, dalgalanmıştı… Şimdi bir soru gelebilir aklına Gökçen? Klasik bir soru; asker olmasaydınız devlet adamı olmasaydınız gazeteci, ya da yazar olur muydunuz? Hiç şüphen olmasın, bu mesleğe girerdim. Üstelik yazarlıkta , gazetecilikte bir asker kadar bir devlet adamı kadar, bir bilim adamı kadar, bir eğitimci kadar sorumluluk isteyen kutsal mesleklerden biridir. Fikirlerdir ki insanları ya karanlığa ya da aydınlığa götürürler. Haberlerdir ki insanları ya doğru yönde ilerletirler, ya da yanlış yola saptırırlar… İşte bu nedenledir ki böyle bir mesleğin sorumluluğu pek çok mesleğin sorumluluğundan daha çoktur ve daha önemlidir. Üstelik bir yaratma söz konusudur burada… Bir sentez, bir analiz söz konusudur. Buna mesleğin kendine özgü heyecanını da eklersen bana hak verirsin…

(Alıntı: Atatürk’ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti – Sabiha Gökçen)

Sahte Kimliğindeki Mesleğini Gazeteci Olarak Seçmişti

Derne’de gözlerinden rahatsızlanan Mustafa Kemal, çocukluk arkadaşı ve akrabası aynı zamanda Trablusgarp’ta birlikte görev yaptığı Fuat (Bulca) ile Viyana’ya dönecekti. Grup Komutanı Binbaşı Enver Bey (Enver Paşa) pasaport ve para meselelerini halletmekle Teşkilat-ı Mahsusa lideri Eşref Bey’i (Kuşçubaşı) görevlendirdi.
Eşref Kuşcubaşı’nın “Hangi mesleği tercih edersiniz? Pasaportta ne olduğunu kaydettireyim?” sorusuna Atatürk hiç düşünmeden “Gazeteciliği” cevabını verdi.

“Bu onun gerçekten sevdiği bir işti: Güzel yazar, güzel konuşurdu…”

—Fuat Bulca

Kategoriler: Kültür, Tarih

Yorumlar (0) Yorum Yap

/