7 Maddede Trump’ın Başarısı

Sevenin de sevmeyeninin de merak ettiği ve başarısının sırrını öğrenmek istediği lider Donald Trump hakkında onu Amerika Başkanlığı’na götüren etkenleri sizin için sıraladım.

1) Herkesin onun hakkkında bir görüşü vardı.
İnsanlar üzerinde duygu uyandıran bir liderdi. Sivri çıkışları ve Meksika sınırına duvar örme gibi daha önce duyulmamış, ilginç iddialarıyla gündeme geldi. Hemen hemen kimse ona nötr kalamadı. Sevenleri çok sevdi, sevmeyenleri nefret etti. Kutuplaştırıcı bir kampanya izledi. Bu sayede ilgiyi kendi üzerine çekmeyi başararak her daim konuşulan biri oldu. 

2) Medya deyim yerindeyse onu haber yapmak durumunda kaldı.
Herkes onun hakkında bir şeyler merak ediyordu. Politikanın o sıkıcılığına karşı enteresan bir yüzdü. Diğer adaylardan çok daha medyatikti. Doğal olarak medya tarafından desteklenmese bile onu manşetlerine taşımak durumunda kaldılar. Bilindiği gibi az reyting demek az reklam demek ve az gelir demek. Trump bunu çok iyi biliyordu 🙂 Daha çok haberde kendisine yer buldukça oylarını da arttırdı.

3) İnsanlar ondan nefret etmeyi sevdiler.
Trump’ın seçim sonrası da devam eden eleştirel taklitlerinden biri


Trump’ı cahil ve kaba bir insan olarak görenler bile onun yaptığı hareketler karşısında gülmekten kendini alamıyordu. Trump’ı eleştirmek yeni bir moda olmuştu. Hatta Amerika’nın mizahına bile yeni bir soluk gelmişti. SNL programı genel olarak Trump’a mesafeli olsa da Alec Baldwin ile onun taklitlerini yayınlıyordu ve videoları çok tıklanıyordu. Çoğunluğu Trump karşıtı olan insanlar bile bu taklitleri izlerken gülmekten kendilerini alamıyorlardı. Deyim yerindeyse insanlar Trump’ı konuşmayı ve onunla kafa bulmayı sevmişlerdi; ama reklamın iyisi kötüsü olmadığını bize Amerika Seçimleri gösteriyordu 🙂

4) Doğru zamanda ortaya çıktı.

İlk siyahi Başkan Obama’nın ikinci dönemi pek de tatmin
edici değildi. Dolayısıyla Amerikan halkı artık PR’a doymuştu. İlk kadın başkan
PR ile ortaya çıkan Hillary onun için bu kadar sahiplenilmedi. Trump aynı
zamanda Hillary’nin pek de sevilmeyen bir figür oluşunu iyi kullandı. Medyanın
ve siyasetçilerin ona verdiği desteği de kullanarak kendisi Cumhuriyetçi Parti’nin
yani daha statükocu bir partiden gelmesine karşın sisteme karşı duran ve
değişimi savunan bir role büründü ve dönemi iyi değerlendirdi.

5) Manipülasyon oyununu iyi biliyordu.

Çanlar kendi için çalınca konuyu hep başka yöne çekmeyi başardı.
Algı yönetimi onun ihtisas alanıydı. Seçim döneminde kadınlarla ilgili
söylediği olumsuz sözler basına yansıyan Trump konuyu hemen Hillary’nin e-mail
sıkandına getirmeyi bildi. Bu algı yönetimini seçildikten sonra da yaptı. Toplam
oyda (popular vote) geride kalmasına rağmen seçilmesiyle ilgili eleştirilere ise Twitter üzerinden cevap vererek algıyı değiştirdi ve medya yine bu sivri
çıkışını haberlerine taşıdı. Artık gündem tam Trump’ın istediği gibi illegal oyların olup olmadığıydı.

6) Düşman algısı yarattı.
Aynı zamanda hep bir düşman oluşturdu ve onların üzerine giderek prim yaptı. Sosyal medya hesaplarına bakarsak pozitif ve övgü dolu mesajlarının temelinde kendisi varken negatif mesajlarının çoğunluğunu medya, göçmenler ve hedef olarak seçtiği kişiler oluşturdu. Gündemi belirleme ve algı yönetiminin bir parçası olarak Twitter, onun için paha biçilmez bir mecraydı. Onun dışında seçim kampanyasında Meksikalı göçmenler hakkındaki sözleri ise etki yaratmıştı.
7) Basit kelimelerle etki yarattı.

Trump gerek sosyal medyada gerek röportajlarında her zaman basit
kelimeler kullandı. Böylece halkla daha etkili bir bağ kurdu. Aşağıda Donald
Trump’ın Amerika’da şov programında bir soruya verdiği cevabın incelemesiyle bunu daha
iyi anlayabiliriz.

Donald Trump’ın kelimeleri kullanış biçiminin incelemesi
Kategoriler: Başarı, Politika

Yorumlar (0) Yorum Yap

/